Bu Blogda Ara
O sıradan bir omlet değil. Omlet aşçıların en büyük sınavıdır diye duymuştum bir programda. Bu normal bir peynirli omlet ama sagolsun bir diziden öğrendiğim hile ile bir sanat eserine dönüşüyor. Omlet tavada beyaza dönünce üzerine bir yumurtayı sarısını bozmadan kırıyor ve üzerine bir kapak kapatıyorum. Sarıyı çok pisirmemeye gayret edin.Uzerine zeytinyagda bekletilmis isotimuzdan da gezdirince. ..
Soğutmayın.Afiyet olsun.
Soğutmayın.Afiyet olsun.
Sevdayı yaşamayı yazmaktan önde tutanlara selam olsun...
gülüm bu gece birden bire yüreğimde sıcak bir mermi gibi hissettim yokluğunu.
bu gece yaz havası gibi etimdesin.
dişlerinle ısırdığın kızılcığa doyamadığım,karabardos sesi geliyor dere boylarından.
bu gece ayrılığımızın bin kere bininci gecesi galiba
tütün gibi tükendi zaman
oysa ben seni erken yaşayıp hiç kaybetmemek için,taze,hudutsuz,sevdim.
yüreğimin yenilmez aşk tanrıcası
galiba bu gece yazık ve özlemlerin gecesi
insanlar kapı önlerinde ki ayakkabılarını içeriye almayı öğrendiği tarihlerde
biz bolivya dağlarında dolaşıyorduk
minik ellerin avuçlarımda,sonsuz ufuklarda ki insanlığa,hürrüyet kadar sevdiğimiz
insanlara doÄŸru
galiba bu gece ölümsüzlüğün gecesi
bu gece çık boztepe'ye gülüm seyredeyim seni tepeden tırnağa
sağ taraftan değirmen dere'nin kurak kalçalı bir kız gibi denize katılışını seyret,
seni hissettim.
sol taraftan akçaabat'ın tütün kokusunu çek ciğerlerine,
seni imrendim.
hiç bir şey yapmıyorsan gülüm güneşin boztepe eteklerinde yayılışını seyret,
seni kıskandım.
bense bolaman virajlarında uzun saçlarının yerinde çay içmekteyim.
az kaldı düşerim o sahillere
yelkenleri rüzgariçmiş süremene takası gibi sarhoş,açık denizlerinden.
seni özledim.
ağzımda yarım kalmış bir öpüşme gibi sadık gazioğlu hocamızın bize söylediği
türkiye sana geliyorum;
"ben bu kadar içmezdum
derdumden içeyirum
ağlayın beni kızlar
yandum da tüteyirum"
gerisini sorma,o günlerden belleğimde bir tek sen kaldın lekesiz (bembeyaz) ve tertemiz gerisini unuttum.
daha sonraları ise ayrı düşmeyi ve sesini duyup gece yatağımdan fırlamayı öğrendim.
sen benim korkum,yutkunuşum uyanışlarımın en güzelisin.
sen benim,insanlığın bütün zaman ve mekanlarda peşinden koşup da bilemediği bildiğimsin.
galiba,galiba bu gece yağmurda gökkuşağı misali gülerken ağlamanın zamanı...
gülüm bu gece birden bire yüreğimde sıcak bir mermi gibi hissettim yokluğunu.
bu gece yaz havası gibi etimdesin.
dişlerinle ısırdığın kızılcığa doyamadığım,karabardos sesi geliyor dere boylarından.
bu gece ayrılığımızın bin kere bininci gecesi galiba
tütün gibi tükendi zaman
oysa ben seni erken yaşayıp hiç kaybetmemek için,taze,hudutsuz,sevdim.
yüreğimin yenilmez aşk tanrıcası
galiba bu gece yazık ve özlemlerin gecesi
insanlar kapı önlerinde ki ayakkabılarını içeriye almayı öğrendiği tarihlerde
biz bolivya dağlarında dolaşıyorduk
minik ellerin avuçlarımda,sonsuz ufuklarda ki insanlığa,hürrüyet kadar sevdiğimiz
insanlara doÄŸru
galiba bu gece ölümsüzlüğün gecesi
bu gece çık boztepe'ye gülüm seyredeyim seni tepeden tırnağa
sağ taraftan değirmen dere'nin kurak kalçalı bir kız gibi denize katılışını seyret,
seni hissettim.
sol taraftan akçaabat'ın tütün kokusunu çek ciğerlerine,
seni imrendim.
hiç bir şey yapmıyorsan gülüm güneşin boztepe eteklerinde yayılışını seyret,
seni kıskandım.
bense bolaman virajlarında uzun saçlarının yerinde çay içmekteyim.
az kaldı düşerim o sahillere
yelkenleri rüzgariçmiş süremene takası gibi sarhoş,açık denizlerinden.
seni özledim.
ağzımda yarım kalmış bir öpüşme gibi sadık gazioğlu hocamızın bize söylediği
türkiye sana geliyorum;
"ben bu kadar içmezdum
derdumden içeyirum
ağlayın beni kızlar
yandum da tüteyirum"
gerisini sorma,o günlerden belleğimde bir tek sen kaldın lekesiz (bembeyaz) ve tertemiz gerisini unuttum.
daha sonraları ise ayrı düşmeyi ve sesini duyup gece yatağımdan fırlamayı öğrendim.
sen benim korkum,yutkunuşum uyanışlarımın en güzelisin.
sen benim,insanlığın bütün zaman ve mekanlarda peşinden koşup da bilemediği bildiğimsin.
galiba,galiba bu gece yağmurda gökkuşağı misali gülerken ağlamanın zamanı...
Ben bir tek
Sen beni sev istedim...
Sen bir tek beni sev istedim...
Sen beni sev istedim...
Sen bir tek beni sev istedim...
Çocukluğumda annem aldığı rengarenk Başkent şekerlerini nereye saklayacağını bilemezdi.Şeker hayatım boyunca tek bağımlılığım oldu.Bunun fizyolojik bir bahanesi de olduğu için rahat rahat şeker yemeye devam ettim.Son 2 yıldır şeker hakkında arkadaşlarımın üzerimde yaptığı propagandaların sonucunda yılın bir ayı kendimi rafine şekerden tamamen temizlemeyi deniyorum.Bir ay boyunca bir kadın için çikolata yememek ne demektir siz bilir misiniz? Hele bir de migreniniz varsa.
Şekersiz ayımın 3 haftası geride kaldı . Bu sefer olayı biraz daha ciddiye aldım ve hayatımda şekeri çıkarmasam bile nasıl azaltabilirim araştırmaya koyuldum.Bundan sonra maikedinin mutfağında şekersiz şekerli tariflerde olacak ..Hadi başlayalım .
Bu tarif internette en yaygın karşılaşacağınız tarif .Ben bu sefer yumurta kullanmadım sanırım bu yüzden pek kabarmadı bir daha ki sefer yumurtalı deneyeceğim.
İşe kurutulmuş meyveler ile başlayın.2 avuç dolusu kuru meyveyi 2 bardak süte yatırın ve 1 gece dolapta bekletin hatta 2 gece bekletirseniz daha bile iyi olur .(Büyük meyveleri ince ince kıyın ben sadece yaban mersini ve üzüm kullandım)
Sonra malzemeler:
Kurular
2 su bardağı tam un
Islak malzemeler
Kekle ekmek arası lezzetli bir atıştırmalık.
Şekersiz ayımın 3 haftası geride kaldı . Bu sefer olayı biraz daha ciddiye aldım ve hayatımda şekeri çıkarmasam bile nasıl azaltabilirim araştırmaya koyuldum.Bundan sonra maikedinin mutfağında şekersiz şekerli tariflerde olacak ..Hadi başlayalım .
Bu tarif internette en yaygın karşılaşacağınız tarif .Ben bu sefer yumurta kullanmadım sanırım bu yüzden pek kabarmadı bir daha ki sefer yumurtalı deneyeceğim.
İşe kurutulmuş meyveler ile başlayın.2 avuç dolusu kuru meyveyi 2 bardak süte yatırın ve 1 gece dolapta bekletin hatta 2 gece bekletirseniz daha bile iyi olur .(Büyük meyveleri ince ince kıyın ben sadece yaban mersini ve üzüm kullandım)
Sonra malzemeler:
Kurular
2 su bardağı tam un
1 pk kabartma tozu ve 1 çay kaşığı karbonat (eklemeden önce üzerine birkaç damla limon suyu sıkılırsa kokusu gider)
Kıyılmış ceviz ya da fındık
Sütte beklemiş meyveler
1 SB süt (Meyvede ki sütü süzüp alın üstünü tamamlayın)
İsteğe bağlı
1 fincan sıvı yağ(sütten 2 kaşık azalt)
1 yumurta (sütten 2 kaşık azalt)
not:eğer yumurta ile yapacaksanız klasik kekte olduğu gibi yumurtayı önce iyice çırpın ki kekiniz havalansın.
Hamurun tamamını karıştırınca tadına bakın tadı az geliyorsa ki bende öyle oldu 1 Çorba Kaşığı bal ekleyin.YaÄŸlayıp unladığınız kek kalıbınızda 170-180 C’de 20 dakika kadar piÅŸirin.
Kekle ekmek arası lezzetli bir atıştırmalık.
Sabah kahvaltısı malum hepimizin sorunu.Dışarıdan poğaça börek yemekten bıkınca dedim ki en iyisi kendim yapayım.Bir haftadır da yapıcam inşallah .Hayır içi hazırladım dolapta bozulacak .
Sabah kalkınca şöyle dedim kıyır kıyır poğaça yapayım bir. Tarif tabi ki internetten.Bir kaç tarifi topla karıştır güzel bir poğaça yap.Yaşasın sanal alem .
Malzemeler şöyle
- 150 gr tereyağı yada margarin(ben becel tereyağ tadında kullandım daha hafif olsun diye)
- 1 çay bardağı zeytin yağ
- 1 çay bardağı yoğurt
- 2 yumurta,birinin sarısı üzeri için ayrılacak
- 1 tatlı kaşığı tuz
- 1 paket kabartma tozu
- 3 su bardağı tam buğday unu (kıvamı tutturamazsanız biraz daha eklersiniz ben göz kararı koydum)
- üzeri için susam
- iç harcı için beyaz peynir ve kurutulmuş domates kullandım ben
Sonra da bu hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp elimizde açıp ortasına malzeme koyup kapatıyoruz.
175 C fırında üstü kızarana kadar pişiriyoruz ve afiyetle yiyoruz.
İşte ne zamandır denemek istediğim tatlarından biri daha.
Bu kadar geç kaldığıma pişmanım o ayrı.
Benim gibi isli tatları seviyorsanız kaçırmayın derim.
Firik bir çeşit bulgur.Firik temel prensip olarak yeşil buğday başakları ile ateş ve dumanı bir araya getirerek yapılır.Mayıs ayı başlarında olgunlaşmış fakat hala yeşil olan buğday başakları oraklarla biçilir ve desteler şeklinde bağlanır.Sonra da yakılır ya da Toprakta özel olarak hazırlanmış derin bir çukura, destelerin başları çukurun ortasına, dalları çukurun dış kısmına gelecek şekilde üst üste desteler istiflenir. Bunların üzeri kuru çalı çırpı ile beslenip tutuşturulur. Altta is ve dumana maruz kalan sütlü buğday başakları kurumuş ve sertleşmiştir. Destelerden alınan buğday başakları büyük kalburlarda öfelenerek tanelenir ve savrulur.
Bu iki yöntemin sonucu harika isli bir tat kalır buğdayda bence önemlisi bu.
Benim tarif basit
1 çay bardağı kadar zeytinyağda önce bir çay bardağı kadar tel şehriyeyi kavurun.Sonra içine bir su bardağı bulgur yine bir su bardağı firik ilave edin.Tavuk suyu ,et suyu koyun pişsin.Üzerine tiftiklenmiş tavukları da yerleştirip servis yapın.
Eh afiyetle de yiyin.
Bu iki kere pişirilmiş kek ile kurabiye arası arkadaş italyanların deyimi ile Biscotti bizim deyimimizle Selanik Gevreği benim pek bir sevdiğim atıştırmalıklardandır.Geçenlerde kendisine baktım baktım ve ben bunu yaparım dedim.Tabi ki yaptım da.
Bu tip konularda her zaman ki gibi tarif kaynağım sevgili Cenk Sönmezsoy namı diğer Cafe Fernando oldu.Tarifte yaptığım tek oynama benim unun yarısını tam buğday unu olarak seçmem o kadar.Hadi buyurun tarifimize :
Malzemeler
- 3 su bardağı un (1.5 bardak kek un ve 1.5 bardak tam buğday unu kullandım ben)
- 1 su bardağı fındık ve badem irice kıyılmış (ama siz üzüm ,ceviz,antep fıstığı ne isterseniz kullanabilirsiniz.)
- 1 su bardağı esmer şeker (biraz da tepesine serpmek için)
- 3 yumurta
- 60 gram tereyağı (oda sıcaklığında)
- 1 tatlı kaşığı kabartma tozu(un kendinden kek un olduğundan yoksa 2 Tatlı kaşığı)
- 1/4 tatlı kaşığı tuz
- 1 paket vanilya
Fırınınızı önceden 180 C’de ısıtın.
Unu, kabartma tozunu ,vanilyayı ve tuzu orta boy bir kaba eleyin. Bir mutfak robotunda veya büyük bir kapta tahta kaşık yardımıyla oda sıcaklığındaki tereyağı şekerle birlikte köpük köpük olana kadar iyice çırpın. 3 yumurtayı teker teker ilave edip iyice karıştırın. Unlu karışımı ekleyin ve bütün malzemeler bir araya gelene kadar karıştırın. En son olarak fındıkları ekleyin ve tekrar karıştırın.
Geldik en zor kısıma Burada iki alternatif var ellerinizi iyice unlayarak bu kabın içindeki hamurun yarısını elinize alın ve 30 cm uzunluğunda ve 5 cm genişliğinde rulo haline getirin ve parşömen kağıdının üzerine koyun. Diğer yarısıyla da bu işlemi tekrarlayın ya da tepsinin ortasına uzunlamasına elinizdeki hamuru yavaş yavaş dökün ve ellerinizi ıslatarak şekil verin .
Tepsiye aralarında 5 cm aralık olacak şekilde koyun. Eğer fırın tepsiniz bu kadar büyük değilse iki tepsiye çapraz olarak da yerleştirebilirsiniz.Ruloların veya rulonun tepesinden azıcık bastırarak düzleyin. Bir yumurtayı hafif çırpıp fırçayla bu ruloların üzerine sürün ve tepesine bolca şeker serpin.Fırında 25 dakika kadar pişirin.
Pişirme süresinin yarısında tepsiyi çevirin. Eğer iki ayrı tepside pişiriyorsanız tepsilerin yerlerini de mutlaka değiştirin yoksa altta duran rulonun altı çok pişecektir.
Rulolarınızı fırından aldıktan sonra 20-30 dakika kadar soğumasını bekleyin.
2. AÅŸama:
Bu sırada fırının derecesini 150 C’ye azaltın. Ardından ruloları bir bıçak yardımıyla verev olarak 2 cm geniÅŸliÄŸinde dilimlere kesin. Tel bir fırın tepsisine dizin.Tel fırın tepsisini tekrar fırına verip 30 dakika daha piÅŸirin.Biscottiler hazır .Afiyet olsun.
Bunlar da sürecin fotoğrafı
Şimdi bilindiği üzere taktı mı takmak gibi bir huyum vardır üzerinize afiyet.Birşeyi yapıcam dedim mi ne yapıp edip yaptığım yakınımdaki herkesin malumu. Eh doğal olarak bu süsleme işinin de peşini bırakacak değilim. İlk deneyimim de başarısız olma sebebimimin öncelikle icingi az sulandırmak olduğunu farkedince önce ölçüsünü bulmalıyım dedim.Püf noktası basit su ilave ederken karıştırdığınız çatal kaşık her neyse onunla ortaya bir çizgi çiziyorsunuz 15 saniyede kapanırsa kıvam doğrudur. Sonrası okrema torbası bu sıkma ıcı size kalmış. Ben buzdolabı poşetine koyup ucunu inceden deldim.Bu sfer az buçuk oldular sanki.Ama derin denemelerim devam edecek.
Ä°yi ki doÄŸmuÅŸ...
Düşündüm de bilemedim en çok hangi şiirini sevdiğimi.
ilk cümlelerimin içindeydi cümleleri
ilk ezberlediÄŸim ÅŸiiri
"kapıları çalan benim
kapıları birer birer
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler"
4,5 yaşındaymışım daha
kanıtları var babamın acemi kaset kayıtlarında
Sonra odamda elektrik düğmesine iliştirilmiş kartın üzerinde ki yazıda
nakÅŸetti beynime
"yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeÅŸcesine"
ilk aşkta günü geldiğinde
"seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi"
sonra okul koridorlarında
"dostların arasındayız
güneşin sofrasındayız"
sonra yine aşık olduğumda
"ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür."
sonra yine ayrı düştüğümde
"tahir olmakta ayıp değil zühre olmakta
hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil"
bir gün anladığında hayatı
"
Hava kurşun gibi ağır!!
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
KoÅŸun
kurÅŸun
erit-
-meÄŸe
çağırıyorum...
O diyor ki bana:
— Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana...
«Deeeert
çok,
hemdert
yok»
Yürek-
-lerin
kulak-
-ları
sağır...
Hava kurşun gibi ağır...
Ben diyorum ki ona:
— Kül olayım
Kerem
gibi
yana
yana.
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karan-
-lıklar
aydın-
-lığa..
Hava toprak gibi gebe.
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
KoÅŸun
kurÅŸun
erit-
-meÄŸe
çağırıyorum.....
Düşündüm de bilemedim en çok hangi şiirini sevdiğimi.
ilk cümlelerimin içindeydi cümleleri
ilk ezberlediÄŸim ÅŸiiri
"kapıları çalan benim
kapıları birer birer
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler"
4,5 yaşındaymışım daha
kanıtları var babamın acemi kaset kayıtlarında
Sonra odamda elektrik düğmesine iliştirilmiş kartın üzerinde ki yazıda
nakÅŸetti beynime
"yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeÅŸcesine"
ilk aşkta günü geldiğinde
"seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi"
sonra okul koridorlarında
"dostların arasındayız
güneşin sofrasındayız"
sonra yine aşık olduğumda
"ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür."
sonra yine ayrı düştüğümde
"tahir olmakta ayıp değil zühre olmakta
hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil"
bir gün anladığında hayatı
"
Hava kurşun gibi ağır!!
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
KoÅŸun
kurÅŸun
erit-
-meÄŸe
çağırıyorum...
O diyor ki bana:
— Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana...
«Deeeert
çok,
hemdert
yok»
Yürek-
-lerin
kulak-
-ları
sağır...
Hava kurşun gibi ağır...
Ben diyorum ki ona:
— Kül olayım
Kerem
gibi
yana
yana.
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karan-
-lıklar
aydın-
-lığa..
Hava toprak gibi gebe.
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
KoÅŸun
kurÅŸun
erit-
-meÄŸe
çağırıyorum.....
"MeÄŸer ne çok yanarmış canı insanın baktığı yerde göremeyince görmek istediÄŸini …"
“Ertesi gün sana kavuÅŸmayacağım için uyumadığım geceler var benim.”
"Parmak uçlarıma hapsettim seni,dokunduÄŸum her yerde seni hissediyorum,canım yanıyor…"
"Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine ! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime."
“Unuturum diye uyudum yine seninle uyandım, belli ki uyurken de sevmiÅŸim seni”
"Sana yolculuk yapmak istiyorum. Kes yüreÄŸine giden bir bilet, cam kenarı deÄŸil ; Can kenarı olsun…"
"Sonra içimden bir parça eksildi,
Dolduramadım gecelerce"
"Yaşlanıp öyle kol kola yürüyelim mi? Ne güzel yaşlanırsın sen."
"Bir daha beni sevdiğini söyleme!
Neden biliyor musun?
Çünkü yine inanırım."
"Kim istemez ki mutlu olmayı?
Ama mutsuzluğa da var mısın?"
"Baktım gülüşünden güzel ÅŸiir olur, sevdim gitti…"
"Biliyorsun ben hangi ÅŸehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası "
"OKYANUSTA ÖLMEZ DE İNSAN GİDER BİR KAŞIK SEVDADA BOĞULUR. "
“Ertesi gün sana kavuÅŸmayacağım için uyumadığım geceler var benim.”
"Parmak uçlarıma hapsettim seni,dokunduÄŸum her yerde seni hissediyorum,canım yanıyor…"
"Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine ! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime."
“Unuturum diye uyudum yine seninle uyandım, belli ki uyurken de sevmiÅŸim seni”
"Sana yolculuk yapmak istiyorum. Kes yüreÄŸine giden bir bilet, cam kenarı deÄŸil ; Can kenarı olsun…"
"Sonra içimden bir parça eksildi,
Dolduramadım gecelerce"
"Yaşlanıp öyle kol kola yürüyelim mi? Ne güzel yaşlanırsın sen."
"Bir daha beni sevdiğini söyleme!
Neden biliyor musun?
Çünkü yine inanırım."
"Kim istemez ki mutlu olmayı?
Ama mutsuzluğa da var mısın?"
"Baktım gülüşünden güzel ÅŸiir olur, sevdim gitti…"
"Biliyorsun ben hangi ÅŸehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası "
"OKYANUSTA ÖLMEZ DE İNSAN GİDER BİR KAŞIK SEVDADA BOĞULUR. "
Bu royal icing zor iÅŸmiÅŸ ya.
Bizim ilk ürünler ilkokul çocuklarının resimlerine benzedi :)
Icing'i bu seneki ada turlarımızdan birinde almıştım.Çok lezzetli birşeymiş.Gördüğüm kadarı ile Amazondan da sipariş verebiliyoruz. buradan
Ondan sonrası krema sıkma becerisi.Şahsen ben bu işi nasıl çözerim görücez ilk denemeler böyle işte :)
Bizim ilk ürünler ilkokul çocuklarının resimlerine benzedi :)
Icing'i bu seneki ada turlarımızdan birinde almıştım.Çok lezzetli birşeymiş.Gördüğüm kadarı ile Amazondan da sipariş verebiliyoruz. buradan
Ondan sonrası krema sıkma becerisi.Şahsen ben bu işi nasıl çözerim görücez ilk denemeler böyle işte :)
Konumuz :Yoğurt mayalamak. Mesele baştan basit görünür sütü kaynat içine yoğurt koy sar olsun bitsin .Yok canımmm...O kadar da kolay değil o iş. İşte deneyeninden yoğurt mayalamaya dair notlar. 1-Öncelikle sağlam bir sütçü bulacaksınız.Bol sulu sütle bu iş zor oluyor fiili olarak denedim. 2-Toprak kap.Mayalamak için en iyi seçenek net. 3-Sütü kaynatın ama proteini ölecek diye azıcık değil sütün 1/4'ü en azından azalana kadar. 4-Kaynama sürecinde oluşan kaymaklarını alın ayrı bir yere koyun.Bunu mayalama esnasında dökeceksiniz süper kaymaklı olacak yoğurt. Esasında olay çok basit sütü altını söndürdükten sonra parmağınızı hafif yakacak ısıya gelene kadar soğutun.Sonra yukarıdan toprak kabınıza boşaltın biraz köpürsün.İçine yoğurt ekleyin,ben bir kilo süte 1 tatlı kaşığı ekledim.Tahta bir kaşığını sapı ile dik çizgiler çizerek karıştırın ve şimdi geldik en önemli kısma 5-evinizin sıcaklığına göre sarıp sarmalayın.Bizim ev soğuk ben 2 battaniyeye sardım,annemlerin evde kalorifer cayır cayır yanıyor o fırının içinde bile mayalıyor. 6-Mümkünse en az 12 saat sonra açın ve dolaba koyun. 7-Oldu ki tutmadı panik yok kabınızı bir fırına koyun fırınınıza göre 100 ya da 150 derece de tekrar ısıtın ve bu sefer daha sıkı sarın. Sıcak istiyor bu mubarek net....
Gün doğar,
Ben seni severim...
Gün batar,
Ben seni severim...
Güneş açar,
Güneş açar,
YaÄŸmur yaÄŸar,
İzmir'e hiç beklenmedik bir kar yağar
Ben seni severim....
Çamaşırlar kurur,
TurÅŸular olur,
Aysel kızın nişanlısı askerden gelir,
Ben seni severim...
Bir gül tomurcuklanır kışın ortasında teklifsizce
Bir türkü mırıldanır zeytin toplarken Hatçe Abla
Vapura son dakika yetişir terzi Muhterem 'in çırağı
Ben seni severim...
Bir türkü mırıldanır zeytin toplarken Hatçe Abla
Vapura son dakika yetişir terzi Muhterem 'in çırağı
Ben seni severim...
Ajansların saatleri değişir,
Kahvelerin müdavimleri tek tek öteye gider,
Yaz kuşları gelir ,gider,
Ben seni severim...
Saçıma ilk ak düşer,
Elimde ilk çizgiler belirir,
Uykularım azalır
Ben seni severim...
YaÅŸam akar,
Günler geçer,
Çocuklar büyür,insanlar yaşlanır
HerÅŸey deÄŸiÅŸir
Bir tek ÅŸey deÄŸiÅŸmez
sevdiÄŸim,
Ben hep seni severim....
Çoğalarak seviyorum seni, giderek daha çok... Her şeyi yeniden öğrenir gibi, öğrendiklerimi biriktirir gibi, çoğala çoğala. Uzaklığında da, yakınlığında da her zamanda ve her mekanda... Geceleri kısaltıp gündüz oluyorsun, gündüzleri bitirip yıldız oluyorsun. Daha çok seviyorum seni, yaramın kanamasını kesen bir ilaç gibi. Bir kıvılcımdan, bir yangına dönüşür gibi, büyüyerek ve daha çok. Her an daha çok.
*
Seni sevmenin nöbetini tutuyorum, yüreğim ellerinde. Karda, kışta, deli yağmurda. Mavide ve yeşilde. Parlaklığı giderek artan bir çiçek gibi. Sevdikçe çoğalıyor benim parlaklığım da... Sevdikçe çoğaltıyorum seni, çoğaldıkça daha çok seviyorum. Yollardaki sisi savuruyorum, rüzgar oluyorum. Aydınlığa koşuyorum. Yüzünü taşıyorum rüyalarıma, ellerin darılıyor, onları da çağırıyorum. Gülüyorsun, gülüşüne hayran oluyorum. Sevdikçe hayranlığım da çoğalıyor.
*
Sevdam hep bir an öncesinden daha büyük. Aşkım, daha kararlı, bulmuşken seni kaybetmemek adına. Seni seviyorum, yaşama sevincim çoğalıyor, içimdeki kuşlar çoğalıyor, kanat çırpışlarını dinle. Hepsi senin aşkına uçuyor.
*
Görmesek de birbirimizi ne gam! Varsın işte oradasın. Onca aşk öğretemedi ama şimdi yalnızken de öğreniyorum seni sevmeyi. Öğrendikçe daha da çoğaltıyorum seni sevmeyi. Özlem aşkın çiçeği, özlemle birlikte aşkın da çoğalıyor.
*
Kaç acının sınavından geçtim ve başardım sonunda. Bir tek acıyı azaltıyorum içimde, seni çoğaltıyorum, çoğalttıkça acı yok oluyor. Şimdi yıldızları daha büyük gecelerin, daha çok. Seninle birlikte yıldızlar da çoğalıyor.
*
Korkma, ne kadar çoğalırsan çoğal, yüreğim aşkını taşırmayacak kadar büyük. Sana dair ne varsa hepsini taşıyacak kadar güçlü. Senden gelecek her şeyi kucaklamaya hazır. Seni çoğalttıkça atacak. Geleceğini bilirse, sensizliğe de dayanacak. Ve sevgilim bu aşk seni de çoğaltacak...
Mehmet Çoşkundeniz
Bazı aşklar caresiz bir ümitten ibarettir
Ve "yalnız" yasanirlar
Ve "yalnız" yasanirlar
Ä°LAN-I AÅžK
Bir ömre ilk kez gözlerini açıp ”Merhaba” der gibi
yeni doÄŸarken
-ki ilk güneşim gözlerindi-
senin kollarında büyümeyi diledim
bir yıldız kaydı.
kokunla,terinle beslendi tutkularım
sesinle asırlık ninniler gebe kaldım
sonsuz renklerle boyadım tüm dünyayı
hiç yazılamayacak şiirler haykırdım sana
Dilden dile gezecek mısralar....
Dilden dile gezecek mısralar....
gün geldi
yazının icad edilmediği çağlardan kalma konuşma balonları astım aramıza
hiçbirşey anlatmadım sana
hiçbirşey anlatmadım sana
nasıl olsa herşeyi biliyordun...
hiç söylemedim seni sevdiğimi
zaten her zerrem haykırmıyormuydu ismini ?
Sevda bu
Bir günden bir diğerine geçer gibi
biraz daha fazla
biraz daha sevecen
büyüyordu oda
benim gibi....
Icimden taÅŸmak istedi
Duvarlara kazinmak
Yüreğine yazılmak...
Icimden taÅŸmak istedi
Duvarlara kazinmak
Yüreğine yazılmak...
İşte böyle birtanem
aslında “(*)sen yalnızca benim için indirilmiÅŸ bir peygamberdin.”
ve ben şimdi söyleyemediklerimi anlatmaya hüküm giydim.
yetemese de sözcükler...
Kağıda değil kalbime kazınmış
sonsuza dek dillerde dolaşacak,ama asla tamamen anlatılamayacak
eksilmeyecek artacak,kendini doÄŸuracak
yalnız gönül gözünün görebileceği bir destan bırakıyorum sana
ve belki ilk belki de son kez itiraf ediyorum sana bu gece
varoluşumun sırrını
seni seviyorum.....
(*) Küçük İskender İkizler Burcu Hikayeleri
Sardalya'nın şimdi tam zamanı.
Son derece lezzetliler.
Son derece faydalılar.
Eh bir de fiyatı uygun.
Yemeyipte ne yapalım.
Tarif basit
Zeytinyağı ile yağladığınız fırın tepsisisinin altına asma yapraklarını yayın.Üzerine sardalyaları döşeyin.Onların üzerine de yarım ay şeklinde kestiğiniz limon ve domatesleri(1 iri domates 1 limon yeterli)
Verin fırına.200 derecede 15 dk yetiyor.Gerçi herkesin fırını ayrı.
Afiyet olsun
Altta fotoÄŸraflar :)
"Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde,
Oysa seninle güzel olmak var..."
Oysa seninle yapmak istediğim' görmek istediğim, gülmek ağlamak istediklerim var.
Yaşayamadıkları yavaş yavaş öldürür insanı. Için için çürüyen bir ağaç gibi ayakta öldürür. Biz sonsuz sanarken yaşadığımız günleri, yaşanacak günlerden çalarız aslında. Kendimize asla ödeyemeyeceğimiz anlar borçlanırız. Biliriz ki o şehir onunla gezilmeli, o yemek onunla yenmeli, o şarkı onunla dinlenmelidir. Eğer onsuz yaparsak tamamlanmaz sanki eksik kalır.Fakat bunu ona anlatma .( mümkün olmaz. Kolundan tutup sürükleyemezsiniz ki.
Yaşayamadıklarımız bitirir bizi.İçin için yer.
Bir gün biri sorar" Nasılsın'
Cevap hazırdır" Eksik"
Oysa seninle güzel olmak var..."
Oysa seninle yapmak istediğim' görmek istediğim, gülmek ağlamak istediklerim var.
Yaşayamadıkları yavaş yavaş öldürür insanı. Için için çürüyen bir ağaç gibi ayakta öldürür. Biz sonsuz sanarken yaşadığımız günleri, yaşanacak günlerden çalarız aslında. Kendimize asla ödeyemeyeceğimiz anlar borçlanırız. Biliriz ki o şehir onunla gezilmeli, o yemek onunla yenmeli, o şarkı onunla dinlenmelidir. Eğer onsuz yaparsak tamamlanmaz sanki eksik kalır.Fakat bunu ona anlatma .( mümkün olmaz. Kolundan tutup sürükleyemezsiniz ki.
Yaşayamadıklarımız bitirir bizi.İçin için yer.
Bir gün biri sorar" Nasılsın'
Cevap hazırdır" Eksik"
“Ä°nsan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez.”
YaÅŸar Kemal
Focacia sadece bir ekmek değil aynı zamanda benim için yeni bir meydan okuma.Her yaptığımda farklı sonuçlara varıyorum .
Öncelikle 2. Keredir farkediyorum ki ekmek karışımları ile yapmamak lazım çünkü bu bir nevi tuzlu kek içindeki yağ fazla bu yüzden kepekli un karışımları ile sorun yaşanabiliyor.
Son denemede ekmek makinesi içinde yaptım.Sonuç ekmekten çok muazzam bir tuzlu kek.
Ä°ÅŸte tarifi.
Makineye de bu sırayla koydum ve kepekli ekmek ayarını seçtim ama kek ayarı da seçilebilirmiş sanırım bir sonra ki deneme bu.
İçine koyduğunuz suyu domatesler beklettiğiniz sudan alabirsiniz.Zeytinyağını da domatesleri beklettiğiniz yağdan alabilirsiniz.
Su (yazın sıcak kışın ılık) 1 1/8 kap su (ekmek makinelerinde ölçek var)
Tuz (zeytin olduğu için ben 1 büyük ölçek koydum)
Şeker (2 büyük ölçek)
Zeytinyağı (2 büyük ölçek)
Siyah zeytin (doğranmış yarım kase)
Kuru domates(doğranmış yarım kase (suda bekletilmiş))
Un (3 kap ölçek)
Maya (2 küçük kaşık ölçek)
Makineyi ayarlayın ve sabah ekmeğiniz hazır olsun.
Afiyet olsun
YOUTUBE KANALIM
Hakkımda
- maikedi
- İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.
Popular Posts
-
Yıllardır alayım mı alsam mı diye düşünmekteydim ama bir türlü sıra gelmemişti Tefal Actifry almaya.Yakın arkadaşlarım iyi bilirler bir ürü...
-
Bir gün yazacağım sana Çizgisiz bir beyaz kağıda Ben seni çok sevdim Başka da bir diyeceğim yok ...
-
Başından dökülen suyun serinliği biraz kendine gelmesini sağlamıştı. Su damlalarının çıplak vücudundan süzülmesini izlerken gözleri halıda...
Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek
Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 Ma...