Cüzdanında bir bozkır şehrini taşıyan bir adam için söylenmiştir..
Cüzdanındaki şehrin bozkırları gibi ıssız
Ve yalnız bir hikaye anlatıyordu gözlerin ...
Biraz daha baksam kaybolacaktım.
Sen ,
Kendinin bile bilmediği
Bir sonu yazıyordun her sabaha karşı,
Ve her gece silinen yazdıklarını
Tamamlamak düşmüştü bana ...
Motor sesi yüklü telefonlarında,
Yaşadığın şehrin gürültüsünün arasında bile alınabiliyordu
Yalnızlığının uğultusu.
Sen ,
Onlarca insanın arasında,
Onlarca insanın kalbinde,
Bir misafirdin sadece,
Konukluğu uzun sürmeyecek...
Çünkü tüm şehirlerden kovulmuştun sen,
Sürülmüştün...
Kendine vatan diye bir bozkır şehrini seçmiştin.
Ama asla kapısından giremeyeceğin o şehri
Yüreğinde taşıyordun,
Bu yüzden kimseye yer kalmamıştı,
ama sen hala bir boşluğun iziyle kendini kandırıyordun...
Issız...
Yalnız...
Kapat yarım kaldığın şehrin kapılarını,
Hadi çık saklandığın yerden,
Bitirmediğin şiirleri unut,
Açık pencereleri görmezden gel,
Yüreğinin uçurtmalarını serbest bırak,
Görmüyormusun başka şehirler yok...
Senin anavatanın sensin...
Cüzdanındaki şehrin bozkırları gibi ıssız
Ve yalnız bir hikaye anlatıyordu gözlerin ...
Biraz daha baksam kaybolacaktım.
Sen ,
Kendinin bile bilmediği
Bir sonu yazıyordun her sabaha karşı,
Ve her gece silinen yazdıklarını
Tamamlamak düşmüştü bana ...
Motor sesi yüklü telefonlarında,
Yaşadığın şehrin gürültüsünün arasında bile alınabiliyordu
Yalnızlığının uğultusu.
Sen ,
Onlarca insanın arasında,
Onlarca insanın kalbinde,
Bir misafirdin sadece,
Konukluğu uzun sürmeyecek...
Çünkü tüm şehirlerden kovulmuştun sen,
Sürülmüştün...
Kendine vatan diye bir bozkır şehrini seçmiştin.
Ama asla kapısından giremeyeceğin o şehri
Yüreğinde taşıyordun,
Bu yüzden kimseye yer kalmamıştı,
ama sen hala bir boşluğun iziyle kendini kandırıyordun...
Issız...
Yalnız...
Kapat yarım kaldığın şehrin kapılarını,
Hadi çık saklandığın yerden,
Bitirmediğin şiirleri unut,
Açık pencereleri görmezden gel,
Yüreğinin uçurtmalarını serbest bırak,
Görmüyormusun başka şehirler yok...
Senin anavatanın sensin...