EL AÇMASI GÜL BÖREK





İnsan sabahın kör seherinde börek yapmaya üşenmez de tarifini yazmaya üşenir üç ay sonra yazar mı ? Yazar…Tembellik başa bela.Oysa hayatımız ekran başında geçiyor,TV,bilgisayar,cep derken ekran üzerinden kitap bile okuyoruz artık.Yattığın yerden yapılan bu eylemler de kabul etmek lazım ki her gün daha tembel üşengeç yapıyor insanı.
Geçenlerde sabah sabah bana estiler (Pazar sabahları sık eserler çok şükür J.Bahçede kahvaltı edebildiğim tek gün olduğu için sanırım.)börek açayım dedim.Kıymalı patlıcanlı ve nohutlu olacak.Hedef belirlendi ama sorun büyük çünkü ben hiç hayatımda börek açmaya kalkmamışım nasıl yapılır bilmiyorum.Tamam çeşitli şekillerde hamur açma denemelerim var ama börek başka bir şey.Pazar kahvaltısını kendime kendimi de Pazar sabahları birlikte kahvaltı ettiğim kuzenlerime rezil etmemek için annemin tavsiyesini dinleyip gül böreği seçtim.Vallahi bence börekten çok çöreke benziyorlar ama ..tadları harikaydı ne diyeyim.
Önce hamuru için malzemeler :
1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı yoğurt
1 paket instant maya ya da  1 çorba kaşığı kuru maya
 
4 su bardağı un ( yavaş yavaş koyun undan una fark oluyor çünkü az ya da çok gelebilir)
Patlıcanlı İç Harcı İçin : (Ben yarısını patlıcanlı yaptım öyle düşünün.siz harcını nasıl severseniz öyle yapın.)
4 tane orta boy patlıcan
250 kr kıyma
1 küçük soğan(ince doğranmış)
Soğanı ve kıymayı az zeytinyağında,suyunu çekene kadar kavurun en son patlıcanı ilave edin.(Bir çimdik kimyon ve muscat ayrı bir tat verir.)

Nohutlu İç Harcı İçin :
1 bardak nohut(haşlanacak,1.5 kadar falan olur)
1 küçük soğan(ince doğranmış)
karabiber
Soğanı zeytinyağında pembeşelene kadar kavurun üzerine haşlanmış ve ezilmiş nohutu ilave edip birkaç kez çevirin.Arzunuza göre karabiber ekleyip kapatın.
 

Geldik yapılışına;
Hamuru yoğurup bezelere ayırıyoruz.Bezeleri yuvarlak açıp ortadan ikiye bölüyoruz. Düz kısıma harcı uzunlamasına yayıp rulo yapıyoruz ve bir ucdan diğer uca doluyoruz.
Üzerine yumurta sarısı sürüp 180 derece fırında 35-40 dakika pişiriyoruz.
 

maikedi

İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

YOU MIGHT ALSO LIKE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate