Hayal edeceğine yaşasana...

 Mutfakta önlüğünü takmış rengarenk hamurlarla oynuyor du aslında. Kurabiye yapmanın oyun hamurları ile oynamaktan farkı sonucun lezzetiydi:) Bilgisayardan o pek bildik kadın sesi yükseliyordu. Yüksek sesle eşlik ediyordu şarkıya o da .
"Gel eritir demirleri bu bende ki ateş"
Kapının zili... Hayret kimseyi beklemiyordu.
Kapıyı açtı... Dünya durdu... Kalp atışlarını duyuyordu o an sadece... Kalbinin atışını tüm dünya duyuyordu sanki. Karşısında duran bir çift kahverengi gözün gelmesin, böyle sırtında yeşil parkası omzunda sadece içinde" Aysel git başımdan" olan Attila ilhan kitabıyla tam şimdiki gibi gelmesini ömrünce beklemişti.Ve şimdi o gelmişti... Artık her şey" tamam". dı... "Beni içeriye almayacak mısın" dedi Adam. içindeki tüm boşluklara alınacağını bilerek .
Içerdeki ses yeni bir şarkıya başladı:
"Hiç ummazdım sonbaharda hediye gibi geldin Hoşgeldin "

maikedi

İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate