...



Yalınayak yürüyordu kadın
          eteklerini sürüyerek sularda..
Ayaklarında deniz kokusu...
Saçları savuruluyordu rüzgarla
Kederi savruluyordu rüzgarla
Kaderi savruluyordu rüzgarla
Rüzgarda ayak izlerini bırakıyordu kederinin
Ve sular siliyordu izlerini kaderinin...
Ve deniz siliyordu kokusunu sularda...
Kadın..kaderi ve kokusu...
Siliniyordu ...
Hiç eteklerini sürümemiÅŸ gibi sularda... 
Hiç sevmemiş
Hiç sevilmemiş gibi...
 

maikedi

İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate