öylesine

ne zaman kağıdı kalemi alsam elime
hep sana hep seni yazıyorum...
yıllar geçti alevi hiç sönmedi
ben yalnızca seni yalnızca sana yazıyorum...

...


ah benim günlük koşturmacanın içinde
bir an soluklanmak için aklıma düşüveren hayali sevdiğim...
ah benim gönlü hırçın dağ doruklarında
bedeni kayıtsız bir döngüde hapsolmuş havai sevdiğim...
her uçan kuşun ardından sen de göç türküleri söyleme
savurma kendini dağlardan denizlere
kuralları yıllar öncesinden yazılmış
oynuyoruz sandığımız bir aldatmacadır yaşam
son tren kalkıyor bak o istasyondan
bırak gitsin, sen binme

maikedi

İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate