söylenmeyenler

sana kağıt kalem yardımıyla seslenişim yeni başlamıyor bilirsin.Sözcükler ağzımdan dökülmüyorki senin yanında.ama kağıta bakarken konuşmak çok kolay.boş bir kağıta saatlerce anlatabilirim seni ne kadar sevdiğimi.Sana söyleyemem ama.Bazen söylememek gerekir.Seni seviyorum dememek gerekir,seni özledim dememek gerekir...Sustuğun sözcükler içinde nasılda büyür bilirmisin.Hergün bir çığ gibi sınırsızca büyür.Söyleyemediğin sözcükler gözünde yaşlara dönüşür.Ve içindeki çığ gözlerinden akar yaş diye.Bir süre sonra herşeye ağlayan biri olursun.Çünkü içindeki sözcükler artık seni yemeye başlamışlardır ve sen söylenmeyen bir sözcüğe dönüşmüşsündür.Söylenemeyen bir sözcüğe dönüşmemek için yazıyorum seni...

maikedi

İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate