Bitmeler ve gitmeler üzerine bir kaç söz...

sen bittin...
ağır ağır ,sul usul değil...birdenbire..bir kurşunla vurulmuş gibi ben düştüm...ayağa kalkıp yürümenin tam vakti şimdi.ardına bakmadan sadece sadece yürümek...
lise yıllarımda bir şeyi kafaya taktığımda ya da üzüldüğümde yürürdüm.öyle amaçsızca ve hızlı hızlı turlardım polatlı sokaklarını.bazen kesmez koşmaya başlardım.ta ki kalbim acıdan ağrıyana kadar...içimdeki o acıda benimle birlikte rüzgara bırakırdı kendini,kalbimi acıtan şey kalbimdeki fiziki bir acıya dönüşürdü...
bugün karşıyaka sokaklarında koşuyordum sabah eskisi gibi..ta ki kalbim gerçekten acıyana kadar...bittin...ben gittim...

maikedi

İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate