Mai Kedinin Günlüğü-Aşk ve Kan

Ayının yavrusunu severken öldürmesi deyimi sadece Türkçemize mahsustur sanırım.Aslında Akdeniz havzasına genel olarak ta atfedilebilir.Akdeniz genlerini taşıyan insanlar duygularını hele coşkularını büyük yaşarlar genelde.Bu yüzden Akdeniz ülkelerinde maçlarda insanlar ölür,taraftarlar birbirini vurur.Kanımız biraz daha deli akar,tutkumuzda nefretimizde büyük yaşanır.

Bu girizgahın nedeni aslında yine bir iç hesaplaşma.Bugünlerde kendimle savaşlarım çok çetin geçiyor.Bu savaşlar esnasında sevdiğim insanları da ya delirtiyor ya bunaltıyorum.Yapı olarak çok çabuk harlayıp sönen bir ateşe benzetiyorum kendimi.Kızıyorum,sinirleniyorum,karşımdakini doğduğuna pişman ediyorum…Sonra .."Ben ne yaptım…"Özrün kabil olmadığı hallere giriyorum.

Sizi bilmem ama bu Akdenizli kanı bende en çok birinden hoşlandığım zaman meydana çıkıyor.Hele bir de hayatım karışık bir yumaksa ve nefes alacak bir deliğe ihtiyacım varsa o duygu benim yaşama, nefes alma sebebim haline geliyor.(Bir kere baştan şunu da belirteyim ki geçmiş yazılarda bahsedilen hani uğruna ölünen sonsuza dek sürecek olan şeye aşk demiyorum ben.O benim için sevdadır ki çok ulvi bir kategoridedir.Kendisi şimdiye dek bir kez başıma gelmiş olup bu sitenin varolma nedenidir. ) Normal insanların hoşlanma ve beğeni olarak nitelendirdiği duygular benim aşk dediğim şey.Başlangıçta bu da bir sorun sebebi ,çünkü belki de hiç tanımadığım birine ona aşık olduğumu söylüyorum.Adam bir sersemliyor hali ile bu ne hız diye.Halbuki bu hızlı olan bir şey zaten.Birinden hoşlanmaya 3 yılda karar vermezsin.(Hoş son kararımı vermem bir yıl sürdü aslında.Bir yıldır ondan biriktirdiğim ufak tefek detaylarla karar verdim ona aşık olmaya(pardon hoşlanmak mı diyecektim :)) Birini görürsün.Ve o an şimşekler çakar.Onun yeri farklıdır artık.Onun adı arkadaşın olmuş neyin olmuş sonrası fark etmez o senin içinde hep ucu açık bir kıvılcımdır kimse aksini iddia etmesin.bu yüzden bir çok insan eski sevgilisiyle arkadaş olamaz.Çünkü o kıvılcımın ne zaman harlayacağı belli olmaz maazallah :))))

Bir de görmeden aşık olmak var ki bu insanın o an ki ruhi zaafından aşka ihtiyacından kaynaklanır sanırım.Evet ben söylüyorum bunları öyle gözlerini kocaman açıp bakma Nergis bana.Melis sende gülme lütfen :) Bir insanın kokusunu duymadan,ona dokunmadan aşık olduğunu sanmak yalnızca aşka aşık olmaktır oysa.Bu en tehlikeli durumlardan biridir.Çünkü karşı karşıya geldiğinizde çok büyük bir risk bekler sizi.Her ikinizin de birbirinizden moda tabirle “elektrik almama” riskiniz mevcuttur.Ve bu durumda “yanlış numara,pardon “ deyip telefonu kapatma şansınız yoktur.İlla ki acıtır bu sonuçta.Her iki tarafıda hem de.Bu yanlış duygudan yara almadan kurtulan yoktur .Eğeğr şanslıysanız onu görmeden yaşadığınız o duygular karşı karşıya geldiğinizde bir kıvılcımla süslenir ve bu sefer booomm..İşte karşınızdaki aşktır.Hemde kanıyla canıyla bir insana duyulan aşk…

Demem o ki…Bu Akdenizli kanı tehlikeli.Kendimi anlatıyorum size.Öyle çok düşüyorum ki üzerine ,karşımdaki neye uğradığını şaşırıyor.Bu nasıl bir aşktır ve nerden çıktı ki şimdi ? diyor.Elle tutulur gözle görülür bir sebebi olmuyor çünkü.Ben canım istediği için ve öyle uygun gördüğüm için o an ona aşık oluyorum.Evet ..Aşk az buçuk böyle bir şeydir kabul ediyorum.Bir çeşit delilik ve çıldırma sınırıdır ama …Ama .her insanın özgürlüğü karşındakinin özgürlük sınırında biter.Bitmezse sizin gündelik telaş içinde birazcık nefes alsın ,onun varlığının bende yarattığı o ferahlık hissini o da yaşasın diye yaptığınız şeyler karşınızdaki için bir tacize döner.Sizin aşkınız karşınızdakinin kabusu olur.

En iyisi mi? Yok kardeşim bu işin iyisi miyisi.Aşk dediğin bir çeşit delilik hali.Hepiniz için dileğim (tabi kendim içinde) bu delilik halinin her iki tarafı da teslim alması.Bir de kendim için bir dileğim daha var.Acilen kan nakli rica ediyorum.Akdeniz kanımı bir finlandıyalının kanıyla falan değiştirmek için.Yetti gari :)))

maikedi

İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate