Bu Blogda Ara
The Numb :.
Hissiz . .
ben geldim!
var mı içerde biri?
duyuyorsan beni başını salla sadece...
acaba var mı biri evde?
hadi... yapma ama böyle!
duydum ki keyfin deÄŸilmiÅŸ yerinde...
acını hafifletebilirim istersen,
ayaklarını bastırabilirim tekrar yere...
sakinleÅŸsene!
biraz bilgiye ihtiyacım var öncelikle,
sadece basit gerçeklere:
acıyan neresi göstersene...
aslında acımıyor hiçbir yerim...
ama sen kaçırıyorsun dumanını ufukta kaybolan geminin
artık sadece dalgalarla boğuşarak kurtulabilirsin!
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini...
çocukluğumda... bir gece ansızın fırlamıştı ateşim...
ellerim büyümüş, büyümüş... ve taşlaşmıştı sanki!
aynı duyguyu yine hissediyorum şimdi...
açıklayamam, açıklasam da sen anlayamazsın nedenini
hem zaten ben hep böyle değildim ki...
son zamanlarda halinden memnun bir uyuÅŸuk oluverdim...
tamam... peki!
sadece ufacık bir iğne deliği,
ve sonra geçecek hepsi!
ahhhhhh!
ama kendini biraz kötü hissedebilirsin...
ayaÄŸa kalkabilecek misin?
sanırım işe yaradı. iyi!!
bu sağlayacak gösteriyi devam ettirmeni.
hadi ama... gitme vaktimiz geldi!
aslında acımıyor hiçbir yerim...
ama sen kaçırıyorsun dumanını ufukta kaybolan geminin
artık sadece dalgalarla boğuşarak kurtulabilirsin!
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini...
çocukluğumda... bir bakış yakalamıştım ani,
gözümün ucuyla bir an için...
ama tekrar baktığımda o çoktan gitmişti!
ne olduğunu bile hatırlamıyorum oysa şimdi...
o çocuk büyüdü... kurduğu hayallerse yitip gitti...
halinden memnun bir uyuÅŸuk oluverdi ÅŸimdi!
Pink Floyd - Comfortably Numb *
Hissiz . .
ben geldim!
var mı içerde biri?
duyuyorsan beni başını salla sadece...
acaba var mı biri evde?
hadi... yapma ama böyle!
duydum ki keyfin deÄŸilmiÅŸ yerinde...
acını hafifletebilirim istersen,
ayaklarını bastırabilirim tekrar yere...
sakinleÅŸsene!
biraz bilgiye ihtiyacım var öncelikle,
sadece basit gerçeklere:
acıyan neresi göstersene...
aslında acımıyor hiçbir yerim...
ama sen kaçırıyorsun dumanını ufukta kaybolan geminin
artık sadece dalgalarla boğuşarak kurtulabilirsin!
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini...
çocukluğumda... bir gece ansızın fırlamıştı ateşim...
ellerim büyümüş, büyümüş... ve taşlaşmıştı sanki!
aynı duyguyu yine hissediyorum şimdi...
açıklayamam, açıklasam da sen anlayamazsın nedenini
hem zaten ben hep böyle değildim ki...
son zamanlarda halinden memnun bir uyuÅŸuk oluverdim...
tamam... peki!
sadece ufacık bir iğne deliği,
ve sonra geçecek hepsi!
ahhhhhh!
ama kendini biraz kötü hissedebilirsin...
ayaÄŸa kalkabilecek misin?
sanırım işe yaradı. iyi!!
bu sağlayacak gösteriyi devam ettirmeni.
hadi ama... gitme vaktimiz geldi!
aslında acımıyor hiçbir yerim...
ama sen kaçırıyorsun dumanını ufukta kaybolan geminin
artık sadece dalgalarla boğuşarak kurtulabilirsin!
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini...
çocukluğumda... bir bakış yakalamıştım ani,
gözümün ucuyla bir an için...
ama tekrar baktığımda o çoktan gitmişti!
ne olduğunu bile hatırlamıyorum oysa şimdi...
o çocuk büyüdü... kurduğu hayallerse yitip gitti...
halinden memnun bir uyuÅŸuk oluverdi ÅŸimdi!
Pink Floyd - Comfortably Numb *
“Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü…Kör oldum…”
Diyor Cemal Süreya şiirinde.Geçen hafta 2. babamı kaybettim.Daha önemlisi en iyi dostum babasını kaybetti.Acıyı ve çaresizliği bunca yoğun yaşamıştım daha önce.Acınız ,sevdiğinizin acısıyla nasıl katmerlenir bilmiyordum.Çok canım yanmıştı daha önce.Sevdiklerimi kaybetmiş,sevdiklerimin acısıyla kavrulmuştum.Ama bu bir tecrübe yaratmıyormuş.İnsan bu duyguya alışamıyormuş.Geçmiş tecrübelerinizin hiç faydası olmuyormuş.yine insanın eli kolu bağlı öylecek kalakalıyormuş.Durdum sanki..Hayatım durdu..Önemli olan tek şey dostumun acısını paylaşmak,hafifletmeye çalışmak.Başka herşey boş.
Vakit varken sevdiklerinizin kıymetini bilin.
Benim bir kere öldü…Kör oldum…”
Diyor Cemal Süreya şiirinde.Geçen hafta 2. babamı kaybettim.Daha önemlisi en iyi dostum babasını kaybetti.Acıyı ve çaresizliği bunca yoğun yaşamıştım daha önce.Acınız ,sevdiğinizin acısıyla nasıl katmerlenir bilmiyordum.Çok canım yanmıştı daha önce.Sevdiklerimi kaybetmiş,sevdiklerimin acısıyla kavrulmuştum.Ama bu bir tecrübe yaratmıyormuş.İnsan bu duyguya alışamıyormuş.Geçmiş tecrübelerinizin hiç faydası olmuyormuş.yine insanın eli kolu bağlı öylecek kalakalıyormuş.Durdum sanki..Hayatım durdu..Önemli olan tek şey dostumun acısını paylaşmak,hafifletmeye çalışmak.Başka herşey boş.
Vakit varken sevdiklerinizin kıymetini bilin.
somewhere i have never travelled,gladly beyond
any experience,your eyes have their silence:
in your most frail gesture are things which enclose me,
or which i cannot touch because they are too near
your slightest look easily will unclose me
though i have closed myself as fingers,
you open always petal by petal myself as spring opens
(touching skilfully,mysteriously)her first rose
or if your wish be to close me,i and
my life will shut very beautifully,suddenly,
as when the heart of this flower imagines
the snow carefully everywhere descending;
nothing which we are to perceive in this world equals
the power of your intense fragility:whose texture
compels me with the color of its countries,
rendering death and forever with each breathing
(i do not know what it is about you that closes
and opens;only something in me understands
the voice of your eyes is deeper than all roses)
nobody,not even the rain,has such small hands
e.e. cummings
…………………….
hiç gitmediğim bir yerde, sevinçle ötesinde
her türlü yaşantının, kendi sessizliği var gözlerinin:
en ince kımıltında bir şey var içime gömen beni,
bir şey dokunamayacağım kadar bana yakın
kolayca açar beni en ürkek bir bakışın
parmaklar gibi kapamış olsam bile kendimi,
sen hep yaprak yaprak açarsın beni, baharın
(dokunup ustaca, gizlice) açışı gibi ilk gülünü
ya da beni kapatmaksa isteÄŸin, ben
ve hayatım kapanırız güzelce, birden
karın her yere özenle inişini
düşleyen yüreğince şu çiçeğin;
duyduğumuz hiçbir şey bu ülkede
erişemez gücüne sonsuz inceliğinin:
yapısının renkleriyle beni bağlayan,
öldüren, hiç durmadan, her nefeste
(bilmiyorum nedir bu sende olan, bu kapayan
ve açan; yalnız anlıyor içimde bir şey
gözlerinin sesini bütün güllerden derin olan)
kimsenin yok, yağmurun bile, böyle küçük elleri
(*) Barış Pirhasan Çevirisidir.
any experience,your eyes have their silence:
in your most frail gesture are things which enclose me,
or which i cannot touch because they are too near
your slightest look easily will unclose me
though i have closed myself as fingers,
you open always petal by petal myself as spring opens
(touching skilfully,mysteriously)her first rose
or if your wish be to close me,i and
my life will shut very beautifully,suddenly,
as when the heart of this flower imagines
the snow carefully everywhere descending;
nothing which we are to perceive in this world equals
the power of your intense fragility:whose texture
compels me with the color of its countries,
rendering death and forever with each breathing
(i do not know what it is about you that closes
and opens;only something in me understands
the voice of your eyes is deeper than all roses)
nobody,not even the rain,has such small hands
e.e. cummings
…………………….
hiç gitmediğim bir yerde, sevinçle ötesinde
her türlü yaşantının, kendi sessizliği var gözlerinin:
en ince kımıltında bir şey var içime gömen beni,
bir şey dokunamayacağım kadar bana yakın
kolayca açar beni en ürkek bir bakışın
parmaklar gibi kapamış olsam bile kendimi,
sen hep yaprak yaprak açarsın beni, baharın
(dokunup ustaca, gizlice) açışı gibi ilk gülünü
ya da beni kapatmaksa isteÄŸin, ben
ve hayatım kapanırız güzelce, birden
karın her yere özenle inişini
düşleyen yüreğince şu çiçeğin;
duyduğumuz hiçbir şey bu ülkede
erişemez gücüne sonsuz inceliğinin:
yapısının renkleriyle beni bağlayan,
öldüren, hiç durmadan, her nefeste
(bilmiyorum nedir bu sende olan, bu kapayan
ve açan; yalnız anlıyor içimde bir şey
gözlerinin sesini bütün güllerden derin olan)
kimsenin yok, yağmurun bile, böyle küçük elleri
(*) Barış Pirhasan Çevirisidir.
dağ gibi bir ihanetten düştüm
bu kendime son geliÅŸim
ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
kendimi suçüstü yakalıyorum
ve kentsizliÄŸimin isimsizliÄŸini
araz´a uyak düşüyorum
gözlerime senden düşler sürüyorum.
sonra bir durağa yaslanıyorum
sonra bir kente
ve sen gidiyorsun
ben kanıyorum
diyorlar ki "kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun"
oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun
yorgun haliç´e biraz inat
biraz ihanet bırakıyorum
ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
aklıma düşüyorsun
düşüyorum
düşünce
üşüyorum
azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum
ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum
yalanlarımla bir hiçlikteyim
beni içinden kaç
ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
nerde kimi üşüyorsun
artık kendini yakan bir ateşim
kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz
şimdi boş duraklara yaslanıyorum
boÅŸ kentlere
oysa "gel" desen gelecektim
gün düşlerime dönüşlerimde
bakışın içiyor beni gözlerimden
gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara
uzaklığına uzanıyorum
sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden
ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan
yıkılıyorum şarkılara
"kimseler biliyor"
yalnızlık dostumdu
ÅŸimdi korkum oluyor
oysa "gel" desen gelecektim
artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor
güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik
göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan
kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
uysal yalnızlıklar satın alıyorum
gülüşümle ödeyerek
ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
kirli sözlerimi temize çekme
avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam
susuşuna kan döküyor gözlerim
sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
oysa bilmelisin araz´Ä±m
kimsenin içi görünmez
ve hiç bulamadıklarını
asla yitiremezsin
bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
söylenecek bütün sözler
her sabah akÅŸam oluyorsun
alnından ellerine damlıyorsun
yüzündeki yağmurla iniyorsun kente
içine dert oluyorsun kentin
dışına yağmur
yüreğinde dağılıyor kristal şehirler
duvarların kan öksürüyor
beni bir durağa yaslıyorsun
beni bir kente
gidiyorsun
oysa "gel" desen gelecektim
susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın
en susmakta neydi öyle
sen en dinlerken
biliyorum araz´Ä±m
insan kendini bulmamalı, hep aramalı
gittiğin yerden başlıyorum öyleyse
gece cinnetlerimi de alıp yanıma
denize bakmayı bilmeyenler
bir gün mutlaka boğulur
işte bundandır gözlerinden kaçışlarım
siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı
ben ÅŸimdi gurbetim
içimde taşıyorum
heba olsa da senlerce yılım
oysa "gel" desen gelecektim
ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
şairler ölüdür derler
inanmıyorum
en karanlık ceketimi giyiyordum
ışığa kördüm çünkü
şimdi ise güneşe ilerliyorum
dirilmek için
kimliği paslanıyor eski bir anarşistin
gecenin kör gözünden utanıyorum
gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime
can kaybından ölüyorum
cenazemde namaz kılacağım
zan altındayım
yalanıma inanıyorum
yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan
kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin
kinim kendime
üstü kalsın ihanetimin
"gel" desen gelecektim
yine bir tren geçiyor içimden
sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı
saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor
görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum
hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede
sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan
süsle beni ey aşk
geçtiğin yerleri öpüyorum
yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum
dişlerindeki nikotin tadı terkimde
sirenler ve ateş hatları içip
sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden
ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla
kalemim bitti yitirdi ÅŸiirini ÅŸuur
öldü kanımdaki mürekkep balığı
solumdaki sise intihar etti intiharlar
bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
yaşamak için geç bir zaman
ölmek için ise erken
çok davullu bir senfoni sürçüyor
dikiş tutmaz ayrılığımda
kirpiğinden yapılma bir darağacına
geceyi asıyorum
yoksun
bu yağmurlar ıslatmıyor beni
bir durağa yaslanıyorum sensiz
kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor
şimdi herkes biraz sen biraz acı
göğsümde bir vagon
gizli sözler batıyor
fırtınalar çıkıyor üstüme
şakağımda
intihar acemisi bir ÅŸairin
delilik provaları
arkandan uluyan kapılardan
söküyorum kokunu
yokluÄŸunu kokluyorum
yokluÄŸunu yokluyorum
çöz gözlerimi senden hadi
ücranda yak bakışımı
gözlerine bekçi sevdam
dünden ve senden kalmayım
içine her düşen
kendi keşfi sanıyor seni
oysa sen
melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
ve kendini acıtmak istiyorsun
ama güller kendine batamaz
bilmiyor musun
"gel" mi diyorsun
herkes kendi gördüğüne bakar
peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz
kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
hadi en kanadığımız yerden susalım
aÅŸka...
rüzgara...
ayrılığa...
zamana...
eyvallah..
----
Åžiir : Kahraman TazeoÄŸlu
YOUTUBE KANALIM
Hakkımda
- maikedi
- İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.
Popular Posts
-
Yıllardır alayım mı alsam mı diye düşünmekteydim ama bir türlü sıra gelmemişti Tefal Actifry almaya.Yakın arkadaşlarım iyi bilirler bir ürü...
-
Bir gün yazacağım sana Çizgisiz bir beyaz kağıda Ben seni çok sevdim Başka da bir diyeceğim yok ...
-
Başından dökülen suyun serinliği biraz kendine gelmesini sağlamıştı. Su damlalarının çıplak vücudundan süzülmesini izlerken gözleri halıda...
Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek
Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 Ma...