Bu sabah seni kaybetmenin acısıyla uyandım.Sahip olmadığı bir ÅŸeyi nasıl kaybeder ki insan.Bir ümidi mi?…Yoksa bir hayali mi?Bilmiyorum….Yine de içimin acısıyla baÅŸa çıkamıyorum iÅŸte.
Eskiden Ankara sokaklarında kulağımda radyomla saatlerce dolaşır ve yanımdan geçen insanlarla ilgili hikayeler yazardım kendimi kötü hissettiÄŸimde.Åžimdi Kızılay’da olmak için neler vermezdim.Bu ÅŸehrin sokakları bana yabancı olmaktan hiç kurtulamadı ki…O yüzden kulağımda ki radyodan gelen sesler sol yanımda hissettiÄŸim boÅŸluÄŸu daha da arttırıyor.
Ruhumu içimden sıyırıp atmak istiyorum.acı çeken bütün yanlarımı törpülemek.Mantığı olmayan bu aşkın ve acının beni çepeçevre kuşatmasına izin vermemek.Bedenimden yeni bir ben çıkıyor ortaya her geçen gün. Kendimi insanların eline bırakıyorum Eksiklendiğim,sıkıştırıldığım tüm yanlarımı yeniden yapıyorlar..İnsanların beni baştan yaratmalarına izin veriyorum.Saçlarımın rengi,tırnaklarımın rengi ve hatta kaşlarımdaki tüy sayısının azalmasının benden yeni bir ben çıkaracağına, o benin bu acıları ve bu kalbi taşımayacağına inanmak istiyorum.
Sen de ,ÅŸehrimde çok uzaktasınız.Åžeytan diyor ki atla bir otobüse…8 saat sonra Ankara’dasın.Ne olacak Ankara’da olunca.Yıllar yılı evim bildiÄŸim tek ÅŸehri artık bunca yabancı görünce içimdeki son kalenin yıkılacağından ve sonsuz bir boÅŸluÄŸa sürükleneceÄŸimden korkuyorum ölümüne.Sen..Sen zaten Ankara’dan daha uzaktasın.Sözler var aramızda uçurum sözler..Kimsenin aÅŸamayacağı yaÅŸanmışlıklar ve sözler var.
Alışmalıyım senin yokluÄŸun fikrine…Hani zaten var olmamıştına deÄŸil senin bütün yaralarımın merhemi olmadığın fikrine.Bu canımı yakan sanırım.Çünkü o kadar emindim ki başımı göğsüne koyduÄŸumda tüm yarım kalmışlıkların tamamlanacağına ve tüm acılarımın dineceÄŸine.Bu düşü kaybetmek beni böyle paramparça etti iÅŸte.
Şimdi beni senden çok uzaklara sürükleyecek bir akıntıya bırakıyorum kendimi.Biliyorum her şey benim rüyamdan ibaretti.Ama hayatım boyunca yaşadığım en gerçek rüyaydın sen.Ve ilk defa ömrümde bir rüya tüm gerçekleri yalana batırdı.
“Senden uzakta hep bir ÅŸeyler eksik “ diyor radyo da bir erkek sesi.
Ben uzaklara gülümsüyorum,içimde murat suyunun boÅŸluÄŸu…
Böyle içi neden acır insanın..Neden yokluklarla azala azala yok olamıyor insan.Kendimi bir kuşun kalem gibi hissediyorum.her açıldığında eski haline gelen ama sürekli eksilen ...
"eksik bir şey mi var hayatımda gözlerim neden sık sık dalıyor eksik bir şey mi var hayatımda gökyüzü bazen ciğerime doluyor
öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam atsan atılmaz, satsan satamam eksik bir şey mi var, anlayamam bak çayım sigaram, her şeyim tamam
kalksam duraktan dolmuş gibi arka koltukta unutulmuş gibi terliklerimle, gelsem sana sonunda aşkı bulmuş gibi"
"Kulağı çabucak telefon zillerinde" olmaya alışıyor insan...Yaşadığın aldanışlar ve aldatmalar bir sisin ardından bakıyor gözünün içine...Biz aslında en çok kendimizi aldatıyoruz sevgili.Konuşamayan dillerimiz ,kavuşamayan ellerimizle soğuk bir camın ardından birbirimize yalanlar söylüyoruz.Sonra karşı karşıya geldiğimizde acı bir masala dönüşüyor herşey ..Kurbağa prensin,prensesin öpüşüyle yakışıklı bir prense dönüşmesi gerekirken biz birer kurbağaya dönüşüyoruz öpüşlerimizle...Korkak bir yarına bedelliyoruz yarım yamalak sevdamızı...Biz yaşamı geçmişe erteliyor,yaşayamadıklarımızın hesabını soruyoruz geleceğimize...Ve asla kurtulamıyoruz,geçmişimiz geleceğimizi boğuyor karanlık sularımızda...
Kayıp bir geleceÄŸin çocuklarıyız biz.Sırtımızda asırlardır süren bir geçmiÅŸin yükünü taşıyoruz.Her yaptığımız geçmiÅŸimizi lanetliyor ve bu lanet geleceÄŸimizi yok ediyor.Camdan kulelere hapsedilmiÅŸ ıssız yalnızlıklara mahkum birer siluet haline dönüşüyoruz.HiçbirÅŸey mutlu etmiyor bizi,hiçbirÅŸey silmiyor içimizdeki o sonsuz boÅŸluÄŸu.O boÅŸluk doldu bile sanıyoruz korkarım her geçen gün eksilirken …O boÅŸluÄŸu baÅŸka tenlerde baÅŸka yüreklerde doldurmak için kendimize milyonlarca deÄŸiÅŸik maske icat ediyoruz.Ve o kadar çoÄŸalıyor ki her geçen gün maskelerimiz, biz kimiz bilmiyoruz…
Biz şimdi seslerini geçmişin sokaklarında kaybetmiş iki dilsiziz.Birbirimizle konuştukça kurbağa sesleri çıkarıyoruz.Ve bu sesler ardında kaybettiklerimizi göremeyecek kadar körüz üstüne üstelik.Hatta artık ölümden bile korkmuyoruz...
Ünlü bir müzikalin ünlü bi şarkısıdır."Goodnight my someone"Ben Ally Mc Beal'da dinleyene kadar habersizdim şarkıdan.Hayali bir sevgiliye iyi geceler diler şarkı ..Herkesin içinde bir hayaldir.Bir umuttur..Kalbinin onunla atacağı birisi...Onun yanındayken mutluluktan gözlerinin içinin güldüğü biri..Hayatınız boyunca onu ararsınız.Bazen bulduğunuzu sanırsınız..Her yanılma içinizdeki umudu bir parça daha kırar..Ama üzücü olan onu bulmakmıdır,bulup yitirmekmi?
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.. Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.. Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden, Neden hiç ağlamadığını anladım.. Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş, Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.. Bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş, Çok acıttığında anladım.. Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını, Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet, Yüreğini elime koyduğunda anladım.. ''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak, Sana ''git'' dediğimde anladım.. Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek, Git dediklerinde gittiğimde anladım.. Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.. Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş, Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış, Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi, Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım.. Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...
Her insan kendi kıyametini taşır.Kendi şeytanını.Kendi tanrısını.Ve cennet ...Ve cehennem...Nefesimiz kadar yakın bize....Kimi zaman aşkla kendinden geçerken cennetin kapısında sanırız kendimizi...Ve cehennemin kapısı.Aslında cennetinkiyle aynı yere açılır...içimize....
Ey zamanın ötesinden gelen sevgili...Ey özlemi zamandan daha uzun olan...Yıllardır hep seni beklemişim gibi geliyor.Tüm erteleyişler,tüm sonuçsuz hayaller hep senin içinmiş.
Çok acı çektirdim kendime sen gelene kadar.Soluksuz kaldığım geceler oldu.Hain eÅŸkiyaların yüreÄŸimi hançerlediÄŸi zamanlar.Çok yara aldım.Çok yitirdim inancımı.”Yok” dedim. “Artık gelmez.”En ümidi kestiÄŸim anlarda zifiri bir karanlık kapladı yüreÄŸimi.Az kalmıştı aslında.Sensiz ,gelmeyeceÄŸine inanarak yaÅŸamaya alışıyordum.Sadece bir hayal olduÄŸun ,sadece benim yazdığım bir hikayenin kahramanı olduÄŸuna emin olmak üzereydim.
İşte bu yüzden geldiğine inanabilmek,varlığına emin olabilmek yinede çok kolay olmayacak belki.Belki önce alabildiğine kaçacağım,saklanacağım senden.Yine başka bambaşka maskelerle olacak ilk merhabalarım.
"´Benim icin ne denli önemli oldugunu eger istersen,özümden var olan kisinin yaraticisi olabileceÄŸini bilmeni istiyorum.Yalnizca sen,arkasinda titremekte olduÄŸum duvari yikabilirsin.Yalnizca sen,maskemin altinda olani görebilirsin.Yalnizca sen, beni ürkü,kusku, ve yalnizliktan oluÅŸan karanliktan olusan karanlik dünyamdan kurtarabilirsin.Bu nedenle,ne olursa olsun yanimdan gecip gitme.Bunun senin için kolay olmayacaÄŸini biliyorum.Çünkü degersizlik inanci güclü duvarlar örer.Sen bana nedenli yaklasirsan ben de o denli bilincsizce geriye kaçabilirim.Görüyorsun,en çok gereksinme duydugum seye karsi savasiyor gibiyim sanki. Ama sevginin duvarlarindan daha güçlü oldugunu söylediler,Tek umudum da bu.Öyleyse,güçlü ama sevecen ellerinle yik bu duvarlari.Sevecen ol,çünkü içimdeki çocuk cok duyarlidir ve duvarlarin gerisinde büyümez.Öyleyse vazgeçme.Sana ihtiyacım var."
Sesini ilk duyduğumda karar verdim aslında sana kendimi anlatmaya. Hemen hiç tanımadığım birini ruhumun gizli köşelerine alacak, orada beni ben yapan ve beni benden uzaklaştıran hayatla tanıştıracaktım...
Sana hem gurur duyduğum ,hem de nefret ettiğim kendimi gösterecektim. Hayatımda ilk kez birine yani sana dürüst olacaktım.Taktığım milyonlarca maskeyle değil çırılçıplak ve sadece kendim olarak gelecektim.Beni böyle tanırsan sevecekmisin endişesi taşımadan...
Sana benden bahsedecektim.Yıllar önce olmayı istediğim yetişkinden ama asla bir yetişkine dönüşemeyeceğimden . Kendimle ilgili koyduğum ama asla sonuna kadar gitmeyi başaramadığım hedeflerimden .Farketmeden beni özel kılan bu yarım kalmışlıklardan...
Sana iyilikten söz edecektim.Farkında olmadan iyi olmaktan ve bunu neden yaptığını bilememekten.Ve gün geçtikce dünya karşısında kendini çok daha yalnız hissetmekten...
Seninle konuşurken seni etkilemek için süslü sözcüklere,ne kadar zeki olduğumu aslında ne çok okuduğumu ve neler bildiğimi kanıtlamama gerek olmayacaktı. Sen gözlerime baktığında bilecektin beni.Cehaletinde ,hatalarında,eksiklerinde saçmalamaların da benim bir parçam olduğunu ve beni bugünlere sana hazırladığını....
Sana kötü taraflarımı ,eksik taraflarımı da rahatca gösterebilecektim.Güvensizliklerimi ,yetersizliklerimi , beceriksizliÄŸimi ..Acı çeken ruhumu…Tüm o güçlü kadın safsatasının altında bir yerlerde aÄŸlayıp duran o küçük kız çocuÄŸunu. her ÅŸeyi anlatacaktım sana.Beni ben yapanları,beni ben olduÄŸuma piÅŸman edenleri.Kucağına koyacaktım başımı.Sen saçlarımı okÅŸayacaktın usul usul .
Sonra hiç bilmediÄŸim bir ülkenin çocuklarından bahsedecektin bana.Harran’ın kucağında büyümekten.Varlığından bile haberdar olmadığım sıkıntıları ve hiç tatmadığım mutlulukları anlatacaktın.Seni sen yapanlardan bahsedecektin.Neden gözlerinin böyle dargın bir hüzünle baktığından,neden kendini denize bu kadar yabancı hissettiÄŸinden,neden yüreÄŸinde yüzyılların yükünü taşıdığından...Çocukların tanrısının aynı olduÄŸunu anlatacaktın bana.Suyun tüm yanlarındaki çocuklarının tanrısının aynı olduÄŸundan ve çocukların asla Tanrıya ve Tanrının asla çocuklara ihanet etmeyeceÄŸinden.
Topraklarında büyüdüğün,köklerini oluşturan o büyük nehir gibi hayat vererek gelecektin.Birgün ,senin yanında ,senin sözcüklerinle içimdeki o bitmez boşluk tamamlanacaktı.İlk kez bir sabaha kendimi eksik hissetmeden uyanacaktım.
Fıratın suyu iyi edecekti hayat denizinin açtığı yaraları.
Şimdi ben bir kapı önündeyim sana açılmayan....
***
Anneleri bekler mi geceleri Trenleri son istasyonda?
***
Şu aralar hani ellerim kollarım dolu bir kapının önünde Anahtarı bulupta Kapıyı açmaya çalışır gibiyim.
***
Korktum aşktan sana sarıldım Senden korktum aşka sarıldım Korkular uyudu uykularca Uyandım aşkı sana bıraktım
***
Bir şiirdi aşkı anlattım Bir şiirde aşkı anlattım Sana aşkı anlattım Aşkı senle aldattım....
***
Kısa metrajlı bir düştün sen … Lambadaki cinin üç dileÄŸinden biri … Elma dedim çık artık , Herkes gitti.
***
Sensiz yaşayabildiğim yalan. Öksüzüm,eksiğim sen olmadan. Ne güneş aynı güneş Ne gökyüzü mavi Ne ağaç yeşil Ne evim ev artık... Yarım kaldım sensiz Tamamlanamam...
***
Sözün… Hançer… SessizliÄŸin, KurÅŸun… Ha öyle , ha böyle.. delik deÅŸik ruhum…
Kimse bilmez … Küçük bir sözcüğün nasıl yeniden doÄŸuracağını insanı Çığlık çığlık Ya da ölümü aratacağını SessizliÄŸin Kimse bilmez..
Beyaz bir sonbahar geldi Henüz düşmeden söğüt dallarına Gecenin kor alevi Her yerde yazdan kalma Karlar eridi Küçük bir çocuk uyandı DaÄŸ başı Çiçekler üzerinde GüneÅŸ sıkıldı ve esnedi akÅŸamüstüne yakın Bütün düşler altüst oldu Ve atlas fırlatıp attı dünyayı sırtından Tutan olmadı…
Bıktım artık bu hayal oyunundan Bak ağlıyorum işte Ölüm kadar gerçek gözyaşlarım Ve içime akanlarda cabası Sonu gelsin tüm yalanların Tüm ümitler kendi evlerine gitsin Çanak çömlek patladı Herkes çıksın Anneleri bekliyor geceleri Tüm trenler son istasyonlarında Kavgam bitti Ben de....
Boşuna göç çığlıkları atıp durma Gidilebilecek bir yer kalmadı artık Kimseler seni beklemiyor otobüs duraklarında Hiçbir zaman gözleri dolu bir uğurlayanında olmadı zaten Otur oturduğun yerde Son tren gidiyor bak Sen binme...
Ä°zmirli...
Atatürkçü....
Kafası hep karışık...
Bunlargillerden...
AnarÅŸit...
Akdenizli olmaktan gurur duyuyor ....
Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım.
Akdenizli olmak ;
kanının deli akmasıdır,
bağıra çağıra konuşmaktır,
kalabalık aile sofralarıdır,
kapı gıcırtısına oynamaktır,
şarkılara ayakla ritm tutmaktır,
zeytindir,zeytinyağıdır,
teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır,
güzel kızlardır,
yakışıklı erkeklerdir,
damak zevkidir,
daha ötesi hayat zevkidir...
Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.
Yıllardır alayım mı alsam mı diye düşünmekteydim ama bir türlü sıra gelmemişti Tefal Actifry almaya.Yakın arkadaşlarım iyi bilirler bir ürü...
Başından dökülen suyun serinliği biraz kendine gelmesini sağlamıştı. Su damlalarının çıplak vücudundan süzülmesini izlerken gözleri halıda...