YULAFLI KURABİYE

Başlangıcı evde bir kutu asla yemeyeceğim bir tür müsli olunca yulaflı kurabiye ile yapayım dedim.
Sonuç başarılı tabi ki....
25-30 adet Malzemeler:
yulaflı yapıyorsanız;
  • 3 su bardağı yulaf ezmesi
  • 1/2 su bardağı kavrulmuş buğday tohumu (wheat germ)
  • 1,5 su bardağı kuru üzüm
müslili yapıyorsanız;
  • yukarıdakilerin yerine 3 su bardağından biraz fazla müsli
ayrıca;
  • 1 su bardağı + 2 yemek kaşığı un
  • 1 tatlı kaşığı karbonat
  • 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
  • 1/2 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1/2 su bardağı toz şeker
  • 1/2 su bardağı kahverengi şeker
  • 226gr margarin/tereyağı(ben birazda zeytinyağı karıştırdım,)
  • 2 yumurta
  • 1 paket vanilya (varsa 1 tatlı kaşığı vanilya esansı)
Hazırlanışı
Önce fırını 175C'ye getirin. (kurabiyelerin tamamen ısınmış fırına girmeleri gerektiği için bu işlemi ilk başta yapın.)Yulafları, unu, buğday tohumlarını, karbonatı, kabartma tozunu, tarçını ve tuzu bir kapta karıştırıp kenara alın.
Kahverengi şekeri, beyaz toz şekeri ve margarini ayaklı mikserin kabına koyun.  orta hızda krema kıvamına gelene kadar -yaklaşık 5 dakika- karıştırın.
Kenarlara yayılan karışımı spatulayla ortaya toplayın. yumurtaları ve vanilyayı ekleyip iyice karışmalarını sağlayın. karışınca  hızı en düşüğe getirin.
Kalan kuru karışımıda ekleyin ,karışımı tahta bir kaşıkla 1-2 kez karıştırın. elinizle karışımdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp top yapın ve hafif bastırıp yağlı kağıt serili tepsiye dizin. (ben her tepsiye 9 adet koyup her tepsiyi ayrı ayrı pişirdim. böylece birbirlerine yapışmadılar.)
Fırında 12-14 dakika pişirin. Fırından çıkartıp kendi tepsisinde 5 dakika bekletin. (fırından çıktıklarında dokununca yayılacaklar gibi duracaktır ama sorun değil. soğuyunca sertleşiyorlar). 5 dakika sonunda fırın teline alıp tamamen soğumalarını sağlayın. (fırın teli aşamasını atlamamaya özen gösterin. yoksa çok yumuşak kalırlar.)
Afiyet olsun.


maikedi

İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate