ELMALI PASTA




 
Elmalı Pasta bana hep çok zormuş gibi gelmiştir.Ama bir gün şeytanın bacağını kırdım.Buyrun tarifi.
Hamur için : 1 çay bardağı yoğurt, 1 çay bardağı pudra şekeri, 1 paket margarin (250 gr, eritilmiş),1 çay bardağından bir parmak az sıvıyağ, 1 paket kabartma tozu ve un gerekiyor. İlk olarak un hariç tüm malzemeleri kaba koyuyor ve karıştırıyorsunuz ve aldığı kadar un koyuyorsunuz.Burada hemen bir es vermek istiyorum ki bu aldığı kadar un kavramına ben fena halde takılmış haldeyim.Burdan kasıt malzemeyi kurabiye hamurunun kıvamına getirecek kadar un..Bu da yaklaşık 2.5 Sb civarında undu .Kulak memesi kıvamına (J yani çok sert değil ama çok cıvıkta olmayan artık elinize yapışmayan bir hamur olacak) yoğuruyorsunuz. Bu kurabiye hamurunun çok fazla yoğurulması gerekiyormuş diyorlar .Hamuru hazırladıktan sonra bir kenara koyup içini hazırlamaya başlıyorsunuz. Bir tavaya 3 elmayı rendeleyip, 1 yemek kaşığı pudra şekeri ile biraz pişiriyorsunuz, pişince yarım su bardağından biraz az dövülmüş ceviz ve keyfinize göre tarcın ekliyorsunuz.
Åžimdi bundan sonrası için farklı öneriler mevcut .Önce size klasik elmalı pastanın yapılış metoduna göre yazayım.Sonra da ben ne yaptım onu yazayım. “Hamuru üç bezeye ayırıp her bir bezeyi orta boy pizza hamuru geniÅŸliÄŸinde açıyorsunuz. (hamur ne çok ince ne de çok kalın olsun) herbirini 8 eÅŸit üçgene bölüp geniÅŸ taraflarına 1 tatlı kaşığı kadar elmalı içten koyuyorsunuz. üçgenleri sarıp kıvrılan kenarları üste gelecek ÅŸekilde tepsiye diziyor ve üstlerine birÅŸey sürmeden 170C'de hafif pembeleÅŸene kadar piÅŸiriyorsunuz.” (bu tarif portakalaÄŸacı blog’undan alınmıştır.) Gelelim ben ne yaptım.Ben bu kurabiyeden 3 farklı çeÅŸit kurabiye yaptım.Bizimkiler en çok hamurun elimde yuvarlak bir ÅŸekilde açarak ortasına elmalı içi koyduÄŸum ve klasik peynirli poÄŸaça gibi tamamen kapatıp ters çevirdiÄŸim kurabiyeleri sevdiler.DiÄŸer kurabiyelerin bir kısmında hamuru yine elimde büyükce bir diktörtgen gibi açıp ortasına uzun bir ÅŸekilde içi koyup zarf gibi iki yanından kapattım.Son çeÅŸit ise benim gibi elmayı çiÄŸ olarak sevenler için sadece hamuru kullandığım sade kurabiyelerdi ki pek bir gevrek olmuÅŸtu kendileri.Resimde onları görüyorsunuz.Bunlar içinde hamurdan büyükce bir parça koparıp onu uzun ve kalın bir sopa ÅŸekline getirdim .Ve bir kesme tahtasında paralelkenar oluÅŸturacak ÅŸekilde (vallahi baÅŸka bir tarif yöntemi bulamadım.yardımlarınız kabul edilebilir.) küçük küçük kestim.
Pişirme yöntemi tüm kurabiyeler için aynıydı.Bu malzemeden bize iki tepsi kurabiye çıktı.Tepsilerin altına aliminyum folya serip kurabiyeleri hiç tepsiyi yağlamadan tepsilere dizdim ve 170 derece (Daha önceden ısıtılmış fırında.Çok erken yakmayın 10 dk önce yetiyor.Yoksa içleri pişmiyor kurabiyelerin) üstleri pembeleşene kadar pişirdim.Aman unutmayın üzerine pudra şekeri kurabiyeler soğuduktan sonra ekiliyor .
.

maikedi

İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate