bir gece yarısı...

pencereden gelen yasemin kokusu dolduruyor
içimdeki boşlukları…
yoksun...
biliyorum her söz yalan,
her ten isyan bu gece.
gözlerini özlüyorum en çok,
ve sığınmayı gövdenin zehirli gölgesine…
bir şişe votka ile yad ediyorum ismini,
sevda diye yazıp adının karşısını boş bıraktığım cümlelerde.
yoksun...
sen ki hiç bilmediğim bir şehirde,
benden uzak yeni bir hikaye yazıyorsun,
muhtemelen beni düşünmüyorsun...
öznesi yüklemi özlem
devrik bir cümle
şimdi bana kalan bu şiirde...

maikedi

İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate