O sıradan bir omlet değil. Omlet aşçıların en büyük sınavıdır diye duymuştum bir programda. Bu normal bir peynirli omlet ama sagolsun bir diziden öğrendiğim hile ile bir sanat eserine dönüşüyor. Omlet tavada beyaza dönünce üzerine bir yumurtayı sarısını bozmadan kırıyor ve üzerine bir kapak kapatıyorum. Sarıyı çok pisirmemeye gayret edin.Uzerine zeytinyagda bekletilmis isotimuzdan da gezdirince. ..
Soğutmayın.Afiyet olsun.
Soğutmayın.Afiyet olsun.
Sevdayı yaşamayı yazmaktan önde tutanlara selam olsun...
gülüm bu gece birden bire yüreğimde sıcak bir mermi gibi hissettim yokluğunu.
bu gece yaz havası gibi etimdesin.
dişlerinle ısırdığın kızılcığa doyamadığım,karabardos sesi geliyor dere boylarından.
bu gece ayrılığımızın bin kere bininci gecesi galiba
tütün gibi tükendi zaman
oysa ben seni erken yaşayıp hiç kaybetmemek için,taze,hudutsuz,sevdim.
yüreğimin yenilmez aşk tanrıcası
galiba bu gece yazık ve özlemlerin gecesi
insanlar kapı önlerinde ki ayakkabılarını içeriye almayı öğrendiği tarihlerde
biz bolivya dağlarında dolaşıyorduk
minik ellerin avuçlarımda,sonsuz ufuklarda ki insanlığa,hürrüyet kadar sevdiğimiz
insanlara doÄŸru
galiba bu gece ölümsüzlüğün gecesi
bu gece çık boztepe'ye gülüm seyredeyim seni tepeden tırnağa
sağ taraftan değirmen dere'nin kurak kalçalı bir kız gibi denize katılışını seyret,
seni hissettim.
sol taraftan akçaabat'ın tütün kokusunu çek ciğerlerine,
seni imrendim.
hiç bir şey yapmıyorsan gülüm güneşin boztepe eteklerinde yayılışını seyret,
seni kıskandım.
bense bolaman virajlarında uzun saçlarının yerinde çay içmekteyim.
az kaldı düşerim o sahillere
yelkenleri rüzgariçmiş süremene takası gibi sarhoş,açık denizlerinden.
seni özledim.
ağzımda yarım kalmış bir öpüşme gibi sadık gazioğlu hocamızın bize söylediği
türkiye sana geliyorum;
"ben bu kadar içmezdum
derdumden içeyirum
ağlayın beni kızlar
yandum da tüteyirum"
gerisini sorma,o günlerden belleğimde bir tek sen kaldın lekesiz (bembeyaz) ve tertemiz gerisini unuttum.
daha sonraları ise ayrı düşmeyi ve sesini duyup gece yatağımdan fırlamayı öğrendim.
sen benim korkum,yutkunuşum uyanışlarımın en güzelisin.
sen benim,insanlığın bütün zaman ve mekanlarda peşinden koşup da bilemediği bildiğimsin.
galiba,galiba bu gece yağmurda gökkuşağı misali gülerken ağlamanın zamanı...
gülüm bu gece birden bire yüreğimde sıcak bir mermi gibi hissettim yokluğunu.
bu gece yaz havası gibi etimdesin.
dişlerinle ısırdığın kızılcığa doyamadığım,karabardos sesi geliyor dere boylarından.
bu gece ayrılığımızın bin kere bininci gecesi galiba
tütün gibi tükendi zaman
oysa ben seni erken yaşayıp hiç kaybetmemek için,taze,hudutsuz,sevdim.
yüreğimin yenilmez aşk tanrıcası
galiba bu gece yazık ve özlemlerin gecesi
insanlar kapı önlerinde ki ayakkabılarını içeriye almayı öğrendiği tarihlerde
biz bolivya dağlarında dolaşıyorduk
minik ellerin avuçlarımda,sonsuz ufuklarda ki insanlığa,hürrüyet kadar sevdiğimiz
insanlara doÄŸru
galiba bu gece ölümsüzlüğün gecesi
bu gece çık boztepe'ye gülüm seyredeyim seni tepeden tırnağa
sağ taraftan değirmen dere'nin kurak kalçalı bir kız gibi denize katılışını seyret,
seni hissettim.
sol taraftan akçaabat'ın tütün kokusunu çek ciğerlerine,
seni imrendim.
hiç bir şey yapmıyorsan gülüm güneşin boztepe eteklerinde yayılışını seyret,
seni kıskandım.
bense bolaman virajlarında uzun saçlarının yerinde çay içmekteyim.
az kaldı düşerim o sahillere
yelkenleri rüzgariçmiş süremene takası gibi sarhoş,açık denizlerinden.
seni özledim.
ağzımda yarım kalmış bir öpüşme gibi sadık gazioğlu hocamızın bize söylediği
türkiye sana geliyorum;
"ben bu kadar içmezdum
derdumden içeyirum
ağlayın beni kızlar
yandum da tüteyirum"
gerisini sorma,o günlerden belleğimde bir tek sen kaldın lekesiz (bembeyaz) ve tertemiz gerisini unuttum.
daha sonraları ise ayrı düşmeyi ve sesini duyup gece yatağımdan fırlamayı öğrendim.
sen benim korkum,yutkunuşum uyanışlarımın en güzelisin.
sen benim,insanlığın bütün zaman ve mekanlarda peşinden koşup da bilemediği bildiğimsin.
galiba,galiba bu gece yağmurda gökkuşağı misali gülerken ağlamanın zamanı...
Ben bir tek
Sen beni sev istedim...
Sen bir tek beni sev istedim...
Sen beni sev istedim...
Sen bir tek beni sev istedim...
Çocukluğumda annem aldığı rengarenk Başkent şekerlerini nereye saklayacağını bilemezdi.Şeker hayatım boyunca tek bağımlılığım oldu.Bunun fizyolojik bir bahanesi de olduğu için rahat rahat şeker yemeye devam ettim.Son 2 yıldır şeker hakkında arkadaşlarımın üzerimde yaptığı propagandaların sonucunda yılın bir ayı kendimi rafine şekerden tamamen temizlemeyi deniyorum.Bir ay boyunca bir kadın için çikolata yememek ne demektir siz bilir misiniz? Hele bir de migreniniz varsa.
Şekersiz ayımın 3 haftası geride kaldı . Bu sefer olayı biraz daha ciddiye aldım ve hayatımda şekeri çıkarmasam bile nasıl azaltabilirim araştırmaya koyuldum.Bundan sonra maikedinin mutfağında şekersiz şekerli tariflerde olacak ..Hadi başlayalım .
Bu tarif internette en yaygın karşılaşacağınız tarif .Ben bu sefer yumurta kullanmadım sanırım bu yüzden pek kabarmadı bir daha ki sefer yumurtalı deneyeceğim.
İşe kurutulmuş meyveler ile başlayın.2 avuç dolusu kuru meyveyi 2 bardak süte yatırın ve 1 gece dolapta bekletin hatta 2 gece bekletirseniz daha bile iyi olur .(Büyük meyveleri ince ince kıyın ben sadece yaban mersini ve üzüm kullandım)
Sonra malzemeler:
Kurular
2 su bardağı tam un
Islak malzemeler
Kekle ekmek arası lezzetli bir atıştırmalık.
Şekersiz ayımın 3 haftası geride kaldı . Bu sefer olayı biraz daha ciddiye aldım ve hayatımda şekeri çıkarmasam bile nasıl azaltabilirim araştırmaya koyuldum.Bundan sonra maikedinin mutfağında şekersiz şekerli tariflerde olacak ..Hadi başlayalım .
Bu tarif internette en yaygın karşılaşacağınız tarif .Ben bu sefer yumurta kullanmadım sanırım bu yüzden pek kabarmadı bir daha ki sefer yumurtalı deneyeceğim.
İşe kurutulmuş meyveler ile başlayın.2 avuç dolusu kuru meyveyi 2 bardak süte yatırın ve 1 gece dolapta bekletin hatta 2 gece bekletirseniz daha bile iyi olur .(Büyük meyveleri ince ince kıyın ben sadece yaban mersini ve üzüm kullandım)
Sonra malzemeler:
Kurular
2 su bardağı tam un
1 pk kabartma tozu ve 1 çay kaşığı karbonat (eklemeden önce üzerine birkaç damla limon suyu sıkılırsa kokusu gider)
Kıyılmış ceviz ya da fındık
Sütte beklemiş meyveler
1 SB süt (Meyvede ki sütü süzüp alın üstünü tamamlayın)
İsteğe bağlı
1 fincan sıvı yağ(sütten 2 kaşık azalt)
1 yumurta (sütten 2 kaşık azalt)
not:eğer yumurta ile yapacaksanız klasik kekte olduğu gibi yumurtayı önce iyice çırpın ki kekiniz havalansın.
Hamurun tamamını karıştırınca tadına bakın tadı az geliyorsa ki bende öyle oldu 1 Çorba Kaşığı bal ekleyin.YaÄŸlayıp unladığınız kek kalıbınızda 170-180 C’de 20 dakika kadar piÅŸirin.
Kekle ekmek arası lezzetli bir atıştırmalık.
Sabah kahvaltısı malum hepimizin sorunu.Dışarıdan poğaça börek yemekten bıkınca dedim ki en iyisi kendim yapayım.Bir haftadır da yapıcam inşallah .Hayır içi hazırladım dolapta bozulacak .
Sabah kalkınca şöyle dedim kıyır kıyır poğaça yapayım bir. Tarif tabi ki internetten.Bir kaç tarifi topla karıştır güzel bir poğaça yap.Yaşasın sanal alem .
Malzemeler şöyle
- 150 gr tereyağı yada margarin(ben becel tereyağ tadında kullandım daha hafif olsun diye)
- 1 çay bardağı zeytin yağ
- 1 çay bardağı yoğurt
- 2 yumurta,birinin sarısı üzeri için ayrılacak
- 1 tatlı kaşığı tuz
- 1 paket kabartma tozu
- 3 su bardağı tam buğday unu (kıvamı tutturamazsanız biraz daha eklersiniz ben göz kararı koydum)
- üzeri için susam
- iç harcı için beyaz peynir ve kurutulmuş domates kullandım ben
Sonra da bu hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp elimizde açıp ortasına malzeme koyup kapatıyoruz.
175 C fırında üstü kızarana kadar pişiriyoruz ve afiyetle yiyoruz.
İşte ne zamandır denemek istediğim tatlarından biri daha.
Bu kadar geç kaldığıma pişmanım o ayrı.
Benim gibi isli tatları seviyorsanız kaçırmayın derim.
Firik bir çeşit bulgur.Firik temel prensip olarak yeşil buğday başakları ile ateş ve dumanı bir araya getirerek yapılır.Mayıs ayı başlarında olgunlaşmış fakat hala yeşil olan buğday başakları oraklarla biçilir ve desteler şeklinde bağlanır.Sonra da yakılır ya da Toprakta özel olarak hazırlanmış derin bir çukura, destelerin başları çukurun ortasına, dalları çukurun dış kısmına gelecek şekilde üst üste desteler istiflenir. Bunların üzeri kuru çalı çırpı ile beslenip tutuşturulur. Altta is ve dumana maruz kalan sütlü buğday başakları kurumuş ve sertleşmiştir. Destelerden alınan buğday başakları büyük kalburlarda öfelenerek tanelenir ve savrulur.
Bu iki yöntemin sonucu harika isli bir tat kalır buğdayda bence önemlisi bu.
Benim tarif basit
1 çay bardağı kadar zeytinyağda önce bir çay bardağı kadar tel şehriyeyi kavurun.Sonra içine bir su bardağı bulgur yine bir su bardağı firik ilave edin.Tavuk suyu ,et suyu koyun pişsin.Üzerine tiftiklenmiş tavukları da yerleştirip servis yapın.
Eh afiyetle de yiyin.
Bu iki kere pişirilmiş kek ile kurabiye arası arkadaş italyanların deyimi ile Biscotti bizim deyimimizle Selanik Gevreği benim pek bir sevdiğim atıştırmalıklardandır.Geçenlerde kendisine baktım baktım ve ben bunu yaparım dedim.Tabi ki yaptım da.
Bu tip konularda her zaman ki gibi tarif kaynağım sevgili Cenk Sönmezsoy namı diğer Cafe Fernando oldu.Tarifte yaptığım tek oynama benim unun yarısını tam buğday unu olarak seçmem o kadar.Hadi buyurun tarifimize :
Malzemeler
- 3 su bardağı un (1.5 bardak kek un ve 1.5 bardak tam buğday unu kullandım ben)
- 1 su bardağı fındık ve badem irice kıyılmış (ama siz üzüm ,ceviz,antep fıstığı ne isterseniz kullanabilirsiniz.)
- 1 su bardağı esmer şeker (biraz da tepesine serpmek için)
- 3 yumurta
- 60 gram tereyağı (oda sıcaklığında)
- 1 tatlı kaşığı kabartma tozu(un kendinden kek un olduğundan yoksa 2 Tatlı kaşığı)
- 1/4 tatlı kaşığı tuz
- 1 paket vanilya
Fırınınızı önceden 180 C’de ısıtın.
Unu, kabartma tozunu ,vanilyayı ve tuzu orta boy bir kaba eleyin. Bir mutfak robotunda veya büyük bir kapta tahta kaşık yardımıyla oda sıcaklığındaki tereyağı şekerle birlikte köpük köpük olana kadar iyice çırpın. 3 yumurtayı teker teker ilave edip iyice karıştırın. Unlu karışımı ekleyin ve bütün malzemeler bir araya gelene kadar karıştırın. En son olarak fındıkları ekleyin ve tekrar karıştırın.
Geldik en zor kısıma Burada iki alternatif var ellerinizi iyice unlayarak bu kabın içindeki hamurun yarısını elinize alın ve 30 cm uzunluğunda ve 5 cm genişliğinde rulo haline getirin ve parşömen kağıdının üzerine koyun. Diğer yarısıyla da bu işlemi tekrarlayın ya da tepsinin ortasına uzunlamasına elinizdeki hamuru yavaş yavaş dökün ve ellerinizi ıslatarak şekil verin .
Tepsiye aralarında 5 cm aralık olacak şekilde koyun. Eğer fırın tepsiniz bu kadar büyük değilse iki tepsiye çapraz olarak da yerleştirebilirsiniz.Ruloların veya rulonun tepesinden azıcık bastırarak düzleyin. Bir yumurtayı hafif çırpıp fırçayla bu ruloların üzerine sürün ve tepesine bolca şeker serpin.Fırında 25 dakika kadar pişirin.
Pişirme süresinin yarısında tepsiyi çevirin. Eğer iki ayrı tepside pişiriyorsanız tepsilerin yerlerini de mutlaka değiştirin yoksa altta duran rulonun altı çok pişecektir.
Rulolarınızı fırından aldıktan sonra 20-30 dakika kadar soğumasını bekleyin.
2. AÅŸama:
Bu sırada fırının derecesini 150 C’ye azaltın. Ardından ruloları bir bıçak yardımıyla verev olarak 2 cm geniÅŸliÄŸinde dilimlere kesin. Tel bir fırın tepsisine dizin.Tel fırın tepsisini tekrar fırına verip 30 dakika daha piÅŸirin.Biscottiler hazır .Afiyet olsun.
Bunlar da sürecin fotoğrafı
Şimdi bilindiği üzere taktı mı takmak gibi bir huyum vardır üzerinize afiyet.Birşeyi yapıcam dedim mi ne yapıp edip yaptığım yakınımdaki herkesin malumu. Eh doğal olarak bu süsleme işinin de peşini bırakacak değilim. İlk deneyimim de başarısız olma sebebimimin öncelikle icingi az sulandırmak olduğunu farkedince önce ölçüsünü bulmalıyım dedim.Püf noktası basit su ilave ederken karıştırdığınız çatal kaşık her neyse onunla ortaya bir çizgi çiziyorsunuz 15 saniyede kapanırsa kıvam doğrudur. Sonrası okrema torbası bu sıkma ıcı size kalmış. Ben buzdolabı poşetine koyup ucunu inceden deldim.Bu sfer az buçuk oldular sanki.Ama derin denemelerim devam edecek.
Ä°yi ki doÄŸmuÅŸ...
Düşündüm de bilemedim en çok hangi şiirini sevdiğimi.
ilk cümlelerimin içindeydi cümleleri
ilk ezberlediÄŸim ÅŸiiri
"kapıları çalan benim
kapıları birer birer
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler"
4,5 yaşındaymışım daha
kanıtları var babamın acemi kaset kayıtlarında
Sonra odamda elektrik düğmesine iliştirilmiş kartın üzerinde ki yazıda
nakÅŸetti beynime
"yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeÅŸcesine"
ilk aşkta günü geldiğinde
"seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi"
sonra okul koridorlarında
"dostların arasındayız
güneşin sofrasındayız"
sonra yine aşık olduğumda
"ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür."
sonra yine ayrı düştüğümde
"tahir olmakta ayıp değil zühre olmakta
hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil"
bir gün anladığında hayatı
"
Hava kurşun gibi ağır!!
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
KoÅŸun
kurÅŸun
erit-
-meÄŸe
çağırıyorum...
O diyor ki bana:
— Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana...
«Deeeert
çok,
hemdert
yok»
Yürek-
-lerin
kulak-
-ları
sağır...
Hava kurşun gibi ağır...
Ben diyorum ki ona:
— Kül olayım
Kerem
gibi
yana
yana.
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karan-
-lıklar
aydın-
-lığa..
Hava toprak gibi gebe.
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
KoÅŸun
kurÅŸun
erit-
-meÄŸe
çağırıyorum.....
Düşündüm de bilemedim en çok hangi şiirini sevdiğimi.
ilk cümlelerimin içindeydi cümleleri
ilk ezberlediÄŸim ÅŸiiri
"kapıları çalan benim
kapıları birer birer
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler"
4,5 yaşındaymışım daha
kanıtları var babamın acemi kaset kayıtlarında
Sonra odamda elektrik düğmesine iliştirilmiş kartın üzerinde ki yazıda
nakÅŸetti beynime
"yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeÅŸcesine"
ilk aşkta günü geldiğinde
"seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi"
sonra okul koridorlarında
"dostların arasındayız
güneşin sofrasındayız"
sonra yine aşık olduğumda
"ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür."
sonra yine ayrı düştüğümde
"tahir olmakta ayıp değil zühre olmakta
hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil"
bir gün anladığında hayatı
"
Hava kurşun gibi ağır!!
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
KoÅŸun
kurÅŸun
erit-
-meÄŸe
çağırıyorum...
O diyor ki bana:
— Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana...
«Deeeert
çok,
hemdert
yok»
Yürek-
-lerin
kulak-
-ları
sağır...
Hava kurşun gibi ağır...
Ben diyorum ki ona:
— Kül olayım
Kerem
gibi
yana
yana.
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karan-
-lıklar
aydın-
-lığa..
Hava toprak gibi gebe.
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
KoÅŸun
kurÅŸun
erit-
-meÄŸe
çağırıyorum.....
"MeÄŸer ne çok yanarmış canı insanın baktığı yerde göremeyince görmek istediÄŸini …"
“Ertesi gün sana kavuÅŸmayacağım için uyumadığım geceler var benim.”
"Parmak uçlarıma hapsettim seni,dokunduÄŸum her yerde seni hissediyorum,canım yanıyor…"
"Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine ! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime."
“Unuturum diye uyudum yine seninle uyandım, belli ki uyurken de sevmiÅŸim seni”
"Sana yolculuk yapmak istiyorum. Kes yüreÄŸine giden bir bilet, cam kenarı deÄŸil ; Can kenarı olsun…"
"Sonra içimden bir parça eksildi,
Dolduramadım gecelerce"
"Yaşlanıp öyle kol kola yürüyelim mi? Ne güzel yaşlanırsın sen."
"Bir daha beni sevdiğini söyleme!
Neden biliyor musun?
Çünkü yine inanırım."
"Kim istemez ki mutlu olmayı?
Ama mutsuzluğa da var mısın?"
"Baktım gülüşünden güzel ÅŸiir olur, sevdim gitti…"
"Biliyorsun ben hangi ÅŸehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası "
"OKYANUSTA ÖLMEZ DE İNSAN GİDER BİR KAŞIK SEVDADA BOĞULUR. "
“Ertesi gün sana kavuÅŸmayacağım için uyumadığım geceler var benim.”
"Parmak uçlarıma hapsettim seni,dokunduÄŸum her yerde seni hissediyorum,canım yanıyor…"
"Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine ! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime."
“Unuturum diye uyudum yine seninle uyandım, belli ki uyurken de sevmiÅŸim seni”
"Sana yolculuk yapmak istiyorum. Kes yüreÄŸine giden bir bilet, cam kenarı deÄŸil ; Can kenarı olsun…"
"Sonra içimden bir parça eksildi,
Dolduramadım gecelerce"
"Yaşlanıp öyle kol kola yürüyelim mi? Ne güzel yaşlanırsın sen."
"Bir daha beni sevdiğini söyleme!
Neden biliyor musun?
Çünkü yine inanırım."
"Kim istemez ki mutlu olmayı?
Ama mutsuzluğa da var mısın?"
"Baktım gülüşünden güzel ÅŸiir olur, sevdim gitti…"
"Biliyorsun ben hangi ÅŸehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası "
"OKYANUSTA ÖLMEZ DE İNSAN GİDER BİR KAŞIK SEVDADA BOĞULUR. "
YOUTUBE KANALIM
Hakkımda
- maikedi
- İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.
Popular Posts
-
Yıllardır alayım mı alsam mı diye düşünmekteydim ama bir türlü sıra gelmemişti Tefal Actifry almaya.Yakın arkadaşlarım iyi bilirler bir ürü...
-
Bir gün yazacağım sana Çizgisiz bir beyaz kağıda Ben seni çok sevdim Başka da bir diyeceğim yok ...
-
Başından dökülen suyun serinliği biraz kendine gelmesini sağlamıştı. Su damlalarının çıplak vücudundan süzülmesini izlerken gözleri halıda...
Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek
Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 Ma...