Saat sabaha karşı bir şey...Bu saatte ayakta olan insanların ortak özelliği televizyonlarda işe yaramaz programlar seyredip,bir sigara yakıp,dolaptan aldıkları bira şişesinin ne çabuk bittiğine küfretmek olmalı...Hangisi çizgi film seyredip elinde nutella kavanozu ile anlamsız şeyler yazma isteğiyle yanıp tutuşuyordur ki..
Bazen ....İçinizden taşan şeyler yazamazsınız....Kelimeler kifayetsiz kalır.Ama yazmazsanız o kelimelerin sizi sarıp yok edeceğinden korkarsınız.Sanki yazmazsanız gördüğünüz rüyadan uyanıvereceksinizdir-yahut kabustan-ki her ikisinin de aynı anlama geldiği zamanlar vardır.Birileri sizin yerinize yazmıştır aslında.Sözcüklerini sahiplendiğiniz adam-ya da kadınlardan birinin sözcüklerine sığınasınız gelir...
...
Bir seferden döneriz seninle bazı akşamlar
Gün bulutları açık mora boyadıktan az sonra
Bile bile karanlığın bizi kalın örtülerle örteceğini
Son ışıklara dalarız koşa koşa gene de
Sürgününüm, izini sürerim her yerde seve seve
Alacakaranlıkta hem özlemlin hem öksüzün olmak için
Kapanmaya hazırımdır kat kat kendi üstüme
Yağmurdan, güneşten, poyrazdan, uzun yollardan
Biz şimdi gurbetimize çıkıyoruz, vakit tamam
Çanlarla, türkülerle, davullarla ayrılmak uzak bize
Yüzüme vuran sıcaklığınla çocuk dudaklarınla
Sen giderken, ellerimde ellerinden ayrılmanın öfkesi
Varlığında yeniden kurulur eksiksiz bir sıla
Seni her düşünmemde benzersiz bir yurt özlemi
Bana düşen, gelişini aralıksız beklemek
Beklerken bakışında eriyip gitmek yavaşça
Beklerken sonsuz bir ormanı yürümek saçlarında
Benim tutkum, ölümüm, serüvenim bu işte.
Afşar Timuçin
Bazen ....İçinizden taşan şeyler yazamazsınız....Kelimeler kifayetsiz kalır.Ama yazmazsanız o kelimelerin sizi sarıp yok edeceğinden korkarsınız.Sanki yazmazsanız gördüğünüz rüyadan uyanıvereceksinizdir-yahut kabustan-ki her ikisinin de aynı anlama geldiği zamanlar vardır.Birileri sizin yerinize yazmıştır aslında.Sözcüklerini sahiplendiğiniz adam-ya da kadınlardan birinin sözcüklerine sığınasınız gelir...
...
Bir seferden döneriz seninle bazı akşamlar
Gün bulutları açık mora boyadıktan az sonra
Bile bile karanlığın bizi kalın örtülerle örteceğini
Son ışıklara dalarız koşa koşa gene de
Sürgününüm, izini sürerim her yerde seve seve
Alacakaranlıkta hem özlemlin hem öksüzün olmak için
Kapanmaya hazırımdır kat kat kendi üstüme
Yağmurdan, güneşten, poyrazdan, uzun yollardan
Biz şimdi gurbetimize çıkıyoruz, vakit tamam
Çanlarla, türkülerle, davullarla ayrılmak uzak bize
Yüzüme vuran sıcaklığınla çocuk dudaklarınla
Sen giderken, ellerimde ellerinden ayrılmanın öfkesi
Varlığında yeniden kurulur eksiksiz bir sıla
Seni her düşünmemde benzersiz bir yurt özlemi
Bana düşen, gelişini aralıksız beklemek
Beklerken bakışında eriyip gitmek yavaşça
Beklerken sonsuz bir ormanı yürümek saçlarında
Benim tutkum, ölümüm, serüvenim bu işte.
Afşar Timuçin